Ey yedi tepenin üstüne kurulu şehir
Seni seyrediyorum seni, çamlıca’ndan
Uzayın dallarından asılmış gibi
Kor kızıllığındaki güneş batarken
Tependen tepene atlıyorum adeta,
Galata kulesinin, kız kulesine
Göz kırpmasının yanında
Ayrılık ve sevinç gözyaşlarıyla
Islanıyorum
Haydarpaşa garında,
Ey koca şehir İstanbul
Seninle coşuyor, seninle
Boğazın serin sularına karışarak
Karadenizle, marmarayı harmanlıyorum sanki
Sarayburnundan, dolmabahçeye
Hisara, beylerbeyine, emirgana,
Kayıkların, yelkenlilerin, teknelerin,
Vapurlerın, gemilerin, mavnaların
Aralarından sızıp,
Balıkçılara el sallayarak
Adalarını kolaçan ediyorum teker teker,
Gördükçe özlüyor, doydukça acıkıyorum
Varlığınla,
Yenikapıdan, bakırköy, yeşilköy, florya,
Avcılar, gürpınar, büyükçekmece sahillerine
Salıyorum gözlerimi,
Sultanahmet meydanı derken
Sipahi çarşısında dolanıyorum,
Ayasofyanın sessizliğinde
Yerebatan sarnıçlarının sesini dinliyor
Topkapı sarayının havasını soluyorum,
Gülhaneden inip, mısır çarşısından
Çenberlitaşa çıkarken,
Ah İstanbul ah
Ya kapalı çarşı’na ne demeli
İki taş bedesten altmışbir sokağına
Ya benim sana olan sevdama,
Ah cennetim ah
Sana doymak mumkün mu
Murat Demir
Kayıt Tarihi : 23.3.2006 09:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)