Ah İstanbul
öksürük kokan yorgun kaldırımların
bıkkın bulutlarınla selamlaşıyorsa
her sabah
ve her sabah izliyorsa batışını güneşin,
sevda fakiri sokaklarınla
dünden kalma ızdıraplar
yetiştireceğim sana
bugün değil,
yarından kalma muttasıl sancımın
dul mimari
sen, emerken dirhem dirhem ruhumu
utan işte,
ruhumdan tabut yapacağım sana
ah İstanbul
ağır ağır bağırırken tekneler
saat ertesiye az kala
martılarıyla ağlayan sen
yani şu İstanbul
şerham şerham yok olan
seviye kısır,ızdıraba dul İstanbul
terkedilmişliğin batık vapuru sen
ve yine ben
kahrımdan kahır kusacağım sana
otel yalnızlığı kusmuşsa sana
zehirli kadehinden
terkedilmiş şiirler terketmişse seni
yoksul bir bilgeye
yoksul bir mezar oldunsa sen
ah sen İstanbulsun
yedinci vapurun öfke taşıyor
işıklarını söndür
beynimde ölümün yaşıyor
son yolculuğuna çıkıyorsun İstanbul
büyük yağmurlarını da al
öfkemden mezar kustum sana
seni terk ediyorum ama
ah yine de seni seviyorum İstanbul
Halil Küçükbiltekin.
Halil KüçükbiltekinKayıt Tarihi : 8.4.2006 02:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Halil Küçükbiltekin](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/08/ah-istanbul-47.jpg)
Anlatmakla bitmez.Saygılar....
TÜM YORUMLAR (3)