Bir acının çağlayanına düştük iki gözüm
bir uçurum kıyısına
tutunduğumuz dallar incecik kırıldı kırılacak
ne halden anlayan oldu ne de soran hatırımızı
nasıl da acıyor hayatımız bir bilseler
bir bilseler neden hüzün yüklü bakışlarımız
kır düşmüş saçlarımız
umudun siyaha büründüğü yerdeyiz
kimse bilmez kimiz biz, adımız ne, nasılız, nerdeyiz?
kalmadı bir anlamı artık hayatımızda aşkın, ayrılığın
açan gülün, düşen yaprağın, akan ırmağın
sonbahar rüzgarları esiyor şimdi gönül ülkemizde
hayatın ıstıraba dönüştüğü yerdeyiz iki gözüm
Kimse bilmez kimiz biz, adımız ne, nasılız, nerdeyiz?
gözlerimizdeki bulutları kovsak
kirpiklerimiz yağıyor yüreğimize
kirpiklerimizi bağlasak
kimsesizliğimiz tıkanıyor boğazımıza
kedere aralanan kapıdır şimdi zaman
damarlarımızda kıvranan ihanet acısı iki gözüm
zaman değişti iki gözüm
hangi ağzı öpsek kokuyor
hangi duvara yaslansak çürük
her gece böyle uykusuz, yorgun, viran
yüreğimiz kanıyor, yanıyor ciğerimizín ortası
bir ömürdür yorgunuz yollarda,
yaralıyız
Kimse bilmez kimiz biz, derdimiz ne neden karalıyız
hangi adaya sığınsak ihanet
sarı fırtınalar sarıvermiş kıyılarımızı
suyu çekilmiş ırmaklar gibi
her dalga ömrümüzden bir şeyler kopardı iki gözüm
hiç bir liman saklamiyor bizi artık
bu dünyada yönünü yitirmiş iki kırık tekneyiz
denizi kirlenmiş martı,
nereye uçsak uçurum
zehirli oklar saplanıyor kanatlarımıza
gözlerimiz hüznün teknesi
hangi adaya sığınsak ihanet
hangi dala konsak kış
ne yana dönsek bir yanımız küs
ne yana dönsek yağmur hıçkırıkları
kime baksak gözleri öksüz
aynalarda paramparça yüzümüz
yüregimize batıyor kırıkları
baharlara sevdamızı, dağlara hayrkırımızı duyuramadık
dokunamadık kanadı kırık güvercinimize
unuttuk içimizdeki umutların beyazlığını
mavileri, yeşilleri, alları unuttuk
sonu olmayan bir yolda gidip geldik bir ömür
bir çöl akşamında kararıp kaldı düşlerimiz
oysa uzak dağbaşlarına yazmıştık umutlarımızı
denizlere, dalgalara, firtınalara,
upuzun ırmaklara yazmıştık sevdalarımızı
ki, kanatları sevdalı iki güvercindik mavi göklerde
vurulduk işte yaşama tırmanırken sevinçle iki gözüm
vurup göğsümüzden mülteci kuşları
hançerleyip ömrümüzü gidemedik buralardan
en çok temiz kalmak isterken kirlendik iki gözüm
vurulduk işte ah iki gözüm vurulduk
yaralandıkça yaramızı güneşle sardık
zaman gelip geçti bütün baharlar geride kaldı, bütün keşkeler anlamsız
ömrümüzde hep yıkıntılar, depremler, kararan mevsimler geçti
geçen bütün mevsimleri beraber sırtladık temiz yarınlar adına
bir gün öpüp hayatı yaşlı gözlerinden
toplayıp pılımızı, pırtımızı çekip gideceğiz bu diyardan üzülme
varsın özlemlerimize ihanet etsin hayat
sayki, acıklı bir flimdi seyrettik bítti
beceremedik ne yaşamayı, ne gülmeyi, ne de ölmeyi deriz şu yalan dünyada…
www.nurican.com
Nuri Can
Kayıt Tarihi : 26.11.2011 01:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nuri Can](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/11/26/ah-iki-gozum-ah.jpg)
denizlere, dalgalara, firtınalara,
upuzun ırmaklara yazmıştık sevdalarımızı
ki, kanatları sevdalı iki güvercindik mavi göklerde
vurulduk işte yaşama tırmanırken sevinçle iki gözüm
vurup göğsümüzden mülteci kuşları
hançerleyip ömrümüzü gidemedik buralardan
en çok temiz kalmak isterken kirlendik iki gözüm
Fazla söze gerek yok Harikaydı...
TÜM YORUMLAR (4)