Ah Güller Ah Dikenler Ah Senler Ahde Vef ...

Yavuz Bayram Çalışkan
1729

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Ah Güller Ah Dikenler Ah Senler Ahde Vefa Için Dem Katıyorum

Ah şu dünya ve hırslı insanlar, ah şu kaprisler, gururlar, elalemin birbiri ile yarışları, bir karış toprak icin yakarışları.

Edep elbisesini giye bildin mi?
İlimi, bilimi insan ve allah yolunda vatan, millet uğruna kullana bildin mi?

Tenimde mi sanırsın yaramı yüreğimde mi  bildin mi?
Arkamdan söz edip yüzüme güle bildin mi?

Sadakatin değerini dem ile bildin mi?
Adaletli ola bildin mi gönüllerde?
Yoksa ah mı aldın şeytanla inlerde.

Beni iyi eden dünyalara götüren bir yudum sevdayı demleyeni gördün mü?
Bilir misin demli sevdaları yaşaya bildin mi?

Yıldızlar şahitti gördün mü?
Sevgiye şahit yazıldın mı?

Umurunda değildir şimşekler, yıldırımlar, hangi yıldız kaydı gözlerimden kim kiminle elele,
omuz omuza bildin mi?

Her neviden aşktı kalbin çarpışları, sesleri ve bitmeyen heyecan bir tutkulu sevda.

Umudun yüklü kanatlarıydı turnalar
Tuz gölünden yükselir Flamingolar.
Filizlene bildin mi yanmış kavrulmuş yüreklerde?

Şimalden hoyrat rüzgârlar eser
Mazideki anılar senli belleğimde bile bildin mi?

Gülden kaldı yürek yarası ömür arası
Gözlerimdeki duman isler karası
Gördün mü?
Duydunmu acıyı gördün mü gözlerimdeki sancıyı?

Deli gibi bir aşk yaşadın mı?
Sahi miydi, hayal miydi bu yaşanan
Anlaya bildin mi?
Ola bildin mi, dola bildin mi ruhtan kalbe?

Ah Güller Ah Dikenler
Şavkı düştü mü demin güneşinin sıcağında eriyen buzlar gördün mü?
Yakamozunda güneşle battın mı?
Narı aşkla yattın mı?

Sahi sen dunyada yaşadın mı?
Kemanın tellerinden nihavent nağmeler
Umut denen açılan düğmeler
Kadir kiymet bilmeyenlerden çalımlar.
Para hırslılardan israf ve alımlar
Kalemden kelamdan safralar
Göz altından sürülen tafralar .
Acısı üstüne kaymak, kaymak kaymak.

Ömürdür bu hüzünü günlere yaymak
Geceden gündüze ayırmak bildin mi?

Ardımda anılar, acı dolu hatıralar
Sensiz gözyaşlarına ağlar rüyalar
Sen bunları gördün mü?
 
Sen sevgiden hasrete, özleme, sevdaya, aşka bir yol var girdin mi?

Sen hiç gül aşkıyla dikenleri yoldun mu?
Üç yetimin gözlerine bakıp yangınları söndürdün mü?

Sen hiç sahi demli bir kara sevdaya yürüdün mü?
Çöllerde serabı mecnun olup gördün mü?
Gözlerin gözlere ırmaklar gibi aktığını gördün mü,?
Sahi sen yürek kapısı açılan gönüle girdin mi?
İçim içim içiyordum yine de buğulu gözlerine susuyordum,  susamışlığım dinmiyordu
Bu hazları bildin mi?

Gelsin çaylar dolsun demler,
gitsin elemler,
Ben yine susuyordum.
"Varsın susayım"!

Vurulmuştum tertemiz kalbimden iklim aşırı hasretin küfesi sırtımda,
Özlemin yanıklığı ruhumda, bekleyişler rıhtımında çaresizdim.

Nehirler gibiydim göllere akar gibi
Durmadan yeniden yeniden sevda sahiline vuran dalgalar gibiydi gel gitler.
Ben deminde aşıktım aşığıma, bildiniz mi?

Sahiden siz hiç aşık oldunuz mu?
Yoksa bedensel hazlara mı kürek çekersiniz?
Ya da şehvet sarmalında dikenli tellerle mi bağlısınız.

Duy ya da duyma
Gör ya da görme
Hisset ya da hissetme
Kim kimin umurunda
Bile bildin mi?

Boş ver bir yudum çay iyi gelir
Ruhun ve kalbin güzelse.

Mucizelere inana biriyim hayallerimi yaşamak için sevdamı gönlümde taşıyorum. Suya da atmıyorum.
Ahde vefa için ömrüme dem katıyorum..

Yavuz Bayram Çalışkan
Kayıt Tarihi : 19.6.2023 07:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yavuz Bayram Çalışkan