Ah gençlik rüzgarı Şiiri - Nihat İlgün 2

Nihat İlgün 2
62

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ah gençlik rüzgarı

AH GENÇLİK RÜZGARI

Ah ah gençlik rüzgârı ah.
Gençlik rüzgârları eserken dimağımda
Deli, ve bıçkı gibi zamanlarım da yani
Uysal, durgun, harekâtım sadece siyasi
Seherin en erken anında güneş çocuklarını selamlarken
Bir deli sevda geçti gönlümde
Bir sıcak bahar seherinde.
Devrim çocuklarını selamlarken yani,
Bir an yine daldım gidişatın bozuk döngüsüne.
Samimiyetsizliğine.
......
Yinede sevda yumağıdır yüregim.
Artık görüyordum beni görenleri
Sevmek güzel anladım, sevmenin daha güzel olduğunu
Yine bir bahar akşamı okul dönüşüydü
Gördüm onu, kaçamak gülüşlerini
Utandım…
Sert, dik, belli edilmeyen bir edayla duruşumdan
Beceremiyordum sevdalı gibi olmayı.
O zamanlar Munzur kan akıyordu.
Analar ağıt yakıyordu ,
Bacılar çığlık atıyordu,
Bildiğim yürüyüşler, forumlar, ajitasyonlar
Benim bu halimi sevdiğini anlamamıştım.
Bir gün okul dönüşü
Yine asi bir mayıs akşamıydı
Karşılaştım, durdurdum, sordum
Yürekten bütün cesaretimle
Sevginin iffetine övgüyle düzen
Kurnazlar gibi değil elbete
Çekingen bir köylü çocuğu gibi
Bana sevdam ol, yoldaşım, en yakınım yani
Sevdaya tutuklu gibi
Kızmadı ve de beni kırmadı
Düşünürüm dedi
Sonrası kendiliğinde geldi
Bazen konuştuk, uluorta süpürğeç  şahitliğine
Bazen konuştuk, mahdum martı semizliğinde
yaz kelebeği narinliğinde
Bir  rüzgar misali esti geçti
Uzun sürmedi.
Ala geyiğin pınara inişi gibi
Siyaset yağmuru sel olmuş onu da kapmıştı
Daha hızlı, ve daha cesaretçe
Öpmeye bile kıyamazken
Her şey sisli hatıraların gölgesinde kalmıştı.
Bir yaz gününde kopup gitmişti devrim sevdasına.
Yıkılmıştım ve kopmuştum sevda yumağında
Zalim fırtına aramıza serilmişti
Bir daha sevmeyecektim sevda  ateşini.
Nitekim tutum sözümü
Yıllarca haberde alamadım.
Artık kocaman insan olmuştuk.
Pişmanlık hala bir eski yara gibi yüreğimde
Sonraları duydum
Yıllarca içerde yattığını,
Bilseydim en azında ziyaretine giderdim
Çıkışında da evlenmiş bir devrimciyle
Bir ömrün tüm acıları girdi bedenime
Bazen güldüm bazen ağladım
Acı çektim yani,
Sonunda bende evlendim unutmayı deniyordum
Nedenini bilmediğim bir his yada zaruri
İkimizde iki dalda iki ırmak gibi
Akıp durduk sahramızda.
Yılarca sesiz ve kendimizle kavga ederek
Vel hasıl
İki çocuğum oldu iki yoldaş en yakınım
Güzel isim verdim yoldaş isimleri
Onunda iki çocuğu olmuş
Doğalda olsa içimi kemiren bir yara gibi
Her daim rahatsız etti.
Yıllarca sordum çok aradım bulamadım
Yine o buldu beni
Utandım…
Birleşen ırmaklar gibi
Çağlayarak bir vadide
Yan yana iki yusufçuk gibiydik
Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor amma
Sevdam yine temiz ve pak
Şimdi en azında konuşuyorum
Artık serbest yanaşamıyorum
Kaçamak görüşme
Uzakta görüşmeler deli ediyordu ruhumu
Neden diye soramadım
İncinmesin diye yani
Kırılmasın yâda bende hesap sormasın
Eh bildiğimse an azında göreyim diye
Bir daha kaybetmemek için
Zaten tarih bizi yargılamıştı
Onun durgun düşünceli hali
Beni dirhem dirhem azaltıyordu
Ama kararlı ve dik duruşu
O eski halinde hiçbir şey kaybetmemişti
Yine aksi ve hırçın kız hali vardı
Bende bir korku hali belirdi
Bir daha görüşemem tedirginliği
Bir daha kapanmamak bu hücreye
Şimdi ben isyanları dizelerken
O yine savaşçı
O artık bir anne
Sorumlulukları var hayata dair
Bana düşen onu sevmek
Tabusunu yıkan bir yoldaş aşkıyla
Anlatabilirsem yüreğime
O artık yoldaşındır diye

Nihat İlgün 2
Kayıt Tarihi : 30.5.2019 18:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat İlgün 2