Ah garibim, çok istedim sana çare olmayı,
Elim kolum, ayaklarım, yağlı iple sarıldı.
Üzme beni, bırak artık, saçlarını yolmayı,
Dayanamaz şu yüreğim, kırk yerinden yarıldı.
Hiç kimseye anlatma sen, dinlemezler derdini,
Karanlıktır kör kuyular, dağlar bile duyarsız.
Umutların tükenirken, mihnet azap verdimi,
Kim bilir ki şu halini? Cümle âlem umarsız.
Gece gündüz çabalarsın, dur duraksız koştur koş,
Başlangıcın çile dolu, neticesi zulümdür.
Arzuların, heveslerin, emellerin boştur boş,
Bütün dünya senin olsa akıbeti ölümdür.
Çepeçevre sarılmışsın, kapkaranlık bahtın var,
Suratına çarpılıyor güvendiğin kapılar.
Tüm varlığın örselenmiş, viran gönül tahtın var,
Duvarların yıkılmış, enkaz olmuş çatılar.
Sağlık olsun der geçerler, buzdan beter teselli,
Etrafında insan mı yok, sen mi insan değilsin?
Yalnızlığa terk edildin, yalnız kaldın temelli,
Cazibesi olmayanlar, kimce, neden sevilsin?
Bir uzvumu kesip vermek, sana çare olsaydı,
Senin için tükenirdim, yok olurdum garibim.
Dost adına anma bizi, defterinden düş kaydı,
Sevgini hiç hak etmeden, hoşgörüne talibim.
Kendin ile kavgadasın, kıyasıya iç savaş,
Oluk gibi kan akıyor, yüreğin pek yaralı.
Ağrın artmış, sancın durmaz, şifa dersen pek yavaş,
Muhannetin bıçakları kemiğine varalı.
19.08.2010…Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 21.8.2010 00:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!