Eskiden damlarımız bütün çorak topraktı
Taş yuvakla yuvardık yağmur akmasın diye
Sürülere verilen kuru meşe yapraktı
Kağnı kağnı çekerdik açlık çekmesin diye
Motorumuz yok idi bineğimiz eşekti
Üstünde yattığımız içeğiden döşekti
Bebeğin karyolası ağaçtan bir beşikti
Üzüm sarar verirdik sesi çıkmasın diye
Baba evde reisti o verirdi emiri
Yakıtımız odundu bilmez idik kömürü
Çile çekmekle geçmiş atamızın ömürü
Gelecekte yavrular ele bakmasın diye
Tıklım tıklım olurdu Sadık emmi kahvesi
Şıngır şıngır öterdi çay kaşıkların sesi
Böylelikle köylünün yerindeydi neşesi
Acı şaka olmazdı hatır yıkmasın diye
Köyümüzün bakkalı Abdi Çavuş Dündar’dı
Kumaşından kibrite her çeşitten mal vardı
Köylü alışverişi hep oradan yapardı
İncitmezdi geleni canın sıkmasın diye
Kışları çok meşhurdu komşu komşu gezmesi
Kızartınca zevkliydi tarhanayı yemesi
Eksik olmaz yanında pelit ile elması
Bolca verirler idi gözü akmasın diye
Köye çerçi gelirdi yerleşirdi odaya
Sokak sokak gezerdi incik boncuk var diye
Uzatırdı komşular yemek koyup tabağa
Aç kalıp da kimseye derdin dökmesin diye
Bazen gönül istiyor köyde yine yaşamak
Kaşağıyı alıp da öküzleri kaşımak
Samanları doldurup sele sele taşımak
Ara ara yazarım okur bıkmasın diye
İnsan arzu ediyor o eski düğünleri
Kadınların uzaktan duyulurdu ünleri
Ne de çok neşeliydi köyün eski günleri
Yazıverdim kalplere hasret çökmesin diye
Hayrullah Değerli
Kayıt Tarihi : 16.12.2020 15:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Usta bir anlatım.
Adeta görüntü veren bir kadraj.
Zatiâlinizi ve şiirinizi de kutluyorum.
Hayırlı ömürler temenni ederim.
Halit Korkmaz
Naçiz
Kaleminize sağlık.
Nice şiirlere.
Esen kalın.
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (11)