Ah diye gelmişim dünyaya.
Ah diye başlar adım Ahmet.
Yağmur damlası gibi düşerken yeryüzüne.
Bebek nidası savurduğum gökyüzüne.
Ah diye başlamışım dünyaya.
Ah diye başlamış ömrüm
Her lahzada efkar, her adımda hüzün.
Göz yaşı ile sulanmış kıraç bir tarla,
Kötü zamanlar yığını ömrüm.
Sırtımda bir kat keten.
Bir Kerkük türküsü tutturmuşum
Taşlarını sayarak adımladığım,
Kızılla kurşuni alası kaldırımda.
Yosun tutmuş bir yüzü, parlıyor diğer yüzü.
Sokak lambasından süzülen şavkın sönmeyi unuttuğu tarafta.
Kan çanağı olmuş rengi gözlerimin
Mavilerini kaybettiği yerde.
Biraz düşkün kalmışım biraz da yitik
Çayırlara uzandığım gibi
Sokağa atılmış, en aşık halimle.
Saçlarım göğe uzanan bir dağın,
Bahar heybetinde dorukları kar tutmuş.
Etekleri kucaklaşmış kırağı ile.
Ah diye başlar adım Ahmet.
Yar kime emanet?
Nerde uyur nerde kalkar nerde?
Ben kaldım ellerde, o sürer dillerde.
Yar kime emanet?
Adım Ahmet.
Toprakta kopan ince kıyamet.
Dilimin en naif tarafından çektiğim zahmet..
Ah diye başlamışım dünyaya..
Kayıt Tarihi : 8.1.2007 13:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (2)