Ah ahhh!
Ne güzel günlerdi o günler!
Ne iyi çocuklardık bizler! ...
Sevgi içnde büyüdük kalabalıklarda.
O oyunlar ki; hazırladı bizi hayata.
Ne zaman eşleşsek,
Ya ben senin tarafına geçerdim
Ya da sen beni kendi yanına seçerdin.
Sen velibağı bensiz yemezdin,
Ben Kolordu'nun suyunu sensiz içmezdim
Kışın karda oynarken ben eldivenlerimi senin ellerine geçirirdim
Sen ikidebir, sıcak nefesini soğuktan kızarmış ellerime üflerdin.
Ne sen nezaketen, ne de ben kibarlığımdan yapmadık tüm bunları.
Genlerimizdeki hümanizmamızdı günyüzüne çıkan.
Oysa saftık, daha çocuktuk biz.
Hayatın abecesini bilmiyorduk henüz…
Sen doktor olucam diye tuttururdun
Ben öğretmen olacağım diye gururlanırdım.
Sonunda sen öğretmen oldun
Ben......
Beni boş verelim be!
İşte ucundan azcık şiir miir yazmaya çalışıyorum.
Hayat kendi felesefesini diretti,
İllâ ki bildiğini okudu, hiç te bize danışmadan…
Ve yıllar yılı kovaladı,
Evime gider gitmez sana koştuğum günler çok geride kaldı.
Başka dallarda açtık çiçeklerimizi,
Başka mevsimlerde serpildik.
Bambaşka rüzgârlar esti üstümüzden.
Şimdi hazan vakti
Yaprak dökümünden önceki tutunduğumuz dalda birer emanetiz…
Umutlarımız bile güz rüzgârlarının elinde perişan.
Biz bilmezsek,
Kim bahşeder bize çocukluğumuzdaki o şen şakrak günleri? …
25.07.2010 / ANTALYA
Yılmaz TürkyılmazKayıt Tarihi : 18.8.2010 11:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
USUMUZDA YER ETMİŞ, ÇOCUKLUĞUMUZDAN KALMA ÇOK ÖZEL KESİTLERİYLE GÜLÜMSETEN BİR ANI. O GÜZEL DOST'A AŞK OLSUN. SAYGILARIMLA...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!