Keşke seni görmeseydim, gönül verip sevmeseydim adlı şarkıyı dinlerken bile, tam o nakaratta 'iyiki seni sevmişim' diye devam eden birisiydim ben. Kirpiğin kaşına değerdi, ben seni kirpiğinden bile kıskanırdım. Eee biliyorsun kıskanç adamım ben; bunu sorun etme artık lütfen. Ben sana kıskanınca ne güzel sevileceğini göstereyim, sen de bana kıskanıldığın halde kızmadan sevmeyi öğret. Bana esmeyi öğret.
Bir sigara yaktım, saatin kaç olduğu umrumda bile değil. Ama sanırım gece yarısı, radyoda biraz da sen ağla şarkısı çalıyor, ben sen ağlama diye senin yerine de ağlıyorum. Herşey üst üste gelir derler ya, sıradaki parça birden yüreğimi deşercesine bana geliyor. herkes gider mi? herkes gider mi? diye soruyor, ben senin gidişini düşünmeyeyim diye şarkıyı kapatıyorum.
Pencereden lapa lapa yağan karı izlerken, telefonumun arama sesiyle irkiliyorum. Kalkıp öbür odada bırakmış olduğum telefonuma koşuyorum; senin değilde arkadaşımın arıyor olması bu soğuk hava kadar yüzüme çarpıyor. Telefonu açıyorum, biraz havadan biraz sudan konuşurken konu sana kadar geliyor. 'Zor be kardeşim zor, sevip sevip ayrı kalmak o kadar zor ki' diyerek telefonu kapatıyorum..
Yatağın soğuk tarafı, sıcak tarafı değilde kalbimin sensiz tarafı acıtıyor içimi. Ve ben bu soğuk odada, yeniden açtığım radyo ile küllükte kaçıncı sigarayı öldürdüğümü bile hatırlamıyorum.
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta