Ah bu rüzgar...
Yüzüme çarpan ama
Üşütmeden, incitmeden esen bu rüzgar...
Bu rüzgar eserken
Unuttuklarımı hatırlatır bana.
Özlemi,
Geride bıraktıklarımı ve yitirdiklerimi...
Akıp giden zamanı...
Bakıyorum etrafa,
Bakıyorum...
Ve görüyorum ki
Çoktan yaz gelmiş yeşeren ağaçlara...
Çiçekler açmakta, karıncalar yuva yapmakta...
Doğa hareketlenmiş.
Anlıyorum ki yaz gelmiş.
Peki, ben neden hala sonbahar kadar solgun,
Kış kadar soğuğum?
Yüreğim yorgun,
Bedenim bitkin...
Hani yaz, neredesin?
Bana neden gelmedin ki?
İçimde incecik bir sızı...
Bir defterin boş kalmış sayfası gibi ince,
Bir deniz kadar derin.
Karışık, anlamsız bir sızı...
Bir şey batıyor sanki kalbime.
Herkes gidince düşüyorum bir boşluğa...
Bir manasızlığa...
Ve diyorum ki,
Ben neresindeyim yaşamın?
Ve şaşıyorum kendime.
Hala nefes alıyorum diye.
Meğer yaşıyormuşum ben hala.
O incecik,
Yüreğime batan sızımla...
Bu sızı,
Geçmişle bugünüm arasında bir yerde.
Doğduğum gün kadar uzak,
Ölümüm kadar yakın bir yerlerde...
Kayıt Tarihi : 7.5.2014 21:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!