Oysa sana her baktığımda
Kaç mevsim çoğalıyordum bir bilsen
Ah bir bilsen gülüm
Öyle çok isterdim ki
Birlikte yaşlanabilmeyi seninle
Biliyorum çocukça bir düştü benimkisi
Ellerim ve ayaklarımın çocukça dolaşması
Veya her göz göze gelişimizde
Pas tutması gibi tüm sözcüklerin dilimde
Şimdilerde sensiz
Başıboş bir sandal gibiyim artık denizde
Öylesine çaresizim ki, küreksiz ve dümensiz
Seni anlatan her satır eksiktir işte bu yüzden
Sana yazdığım her şiir nihayetsiz.
Kayıt Tarihi : 13.3.2025 20:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sizinkisi epey barışık ama,bu belli:)
Selam olsun ,
Şiirle ve ilhamla kalın.
“Sadece aklında ne var anlaşılmıyor pek”. Çok haklısınız bu yazdıklarınızda. Dışarıdan ve tamamen tarafsız bir göz ile baktığımda kesin bir hüküm yok ayrılığa dair. Olsa olsa süregelen bir sevdanın düşsel olmaktan çıkamadığını düşünebiliriz. Oysa her aşk gerçek bir düzlemde kök salıp yeşermek, soluklanıp yaşanmak ister. Muhtemelen şair imkânsızlıklar karşısında yaşadığı çaresizliği anlatıyor ve tabi ki bir soru işareti olarak boşlukta asılı kalıyor bu imkânsızlığın taraflar nezdinde ki öznel sebepleri. Vallahi zorlandım aklımdakileri anlatmakta, hatta yeterince anlatıp, anlaşılır olduğunu da düşünmüyorum bu yazdıklarımın.. Teşekkür ediyorum yorumunuz için. Saygılarımla.
Yakın zamanda bir arkadaşım da benzer şeyler söylemişti şiirlerim hakkında. Aslında bunun cevabı yorumunuzda geçen “yalın” sözcüğünde var. Yalın sözünün karşılığı bildiğiniz gibi “karışık, karmaşık olmayan, kolay anlaşılan, gösterişsiz, süssüz, sade” diye tarif ediliyor.
Şiirlerini çok beğenip öykündüğüm bir şairimiz var Orhan Veli. Aşağıdaki satırları şairin Antolojideki “hayatı” bölümünden aldım
“Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı.”
Naz hanım, şiirde kullandığım dil ile sokakta ve dost meclislerinde rastlaşıyorsunuz sürekli bu olsa gerek “daha önceden okumuş olma hissi”nin kaynağı. Birde şu var, bende aynı şekilde şiirde geçen bazı dizeleri daha önce bir yerlerde okumuş olma şüphesine kapılarak Google’da aratıyorum bazen. Yorumunuz için teşekkürler. Saygılarımla
Söylenmemiş şeyler ve hiç söylenemeyecek. Tuhaf bir ikilem bu, tıpkı Neşet Ertaş’ın şarkısında söylediği gibi “sevsem öldürürler, sevmesem öldüm”. Şiir de sevdalar gibi hasret ve ayrılıklarla, çekilen acılarla besleniyor galiba. Çoğu zaman, yanmak daha çok yanmak adına kendi nefeslerimizle harlıyoruz içimizdeki yangını. Teşekkür ediyorum Mustafa Bey, saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (7)