Ah benim cennet sevdalım,
Ah benim aklını mantığını kullanmayanım,
Ah benim kendi özüne, kendi vicdanına yabancılaşanım..
Ah benim düşünmeye bile korkanım..
Uyan artık uyan!
Aç gözlerini de şu kan gölüne dönmüş orta doğuya bir bak!
Bu Dünyandan başka bir dünyan yok!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
'İnsan yapımı bir tanrı hiç kuşkusuz kendini insanlara tanıtmak için insanlara ihtiyaç duyar'
-Percy Bysshe Shelley
ne kadar yerinde bir çalışma...umarım mesaj adresini bulur...sonsuz saygılarımla...++10..
Aydınlatmak adına paylaşımlarınıza verdiğiniz emeğe teşekkürler...
Yüreğinize sağlık
Hüseyin Bey ..Değerli çalışmanızı ders alarak okudum ,inşallah bir çok kişi ders alır diye düşünüyorum.bu güzel eserinizi canı gönülden kutluyorum.bir yazımda yazmıştım 'Tanrı sustukça siz konuştunuz ya bir gün Tanrı konuşmaya karar verirse'umarım savaşlar biter.diner anlamsız kan akışı...selam ve sevgilerimle.
candan tebrik değerli üstad
Akılı kullanması gereken insanlar! Tanrı bu işe karışmaz ki. Verilen hayat sınavının bir anlamı olsun...Toplumsal sorunların öncü şairini yürekten kutlarım, saygımla...
Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz yıllardır.Ama bıçak salt bizim değil bizm dışımızda kalan o büyük çoğunluğun da iliklerine dayandı.
Evet;bir şeyler yapılmalı artık.Onlar da alkışlamalılar kendi elleriyle azmanlaştırdıkları bu ejderhayı.
Kutluyorum Dostum.
Nicelerine.Erdemle.
çok güzel olmuş
başarılı çalışmalarınız
kendine has öz güveniyle
bütün okuyucusuna
kendini hatırlatacak nitelikde
güzel bir paylaşım olmuş
kutlarım yürekten.yüreğini
Verdiği aklı kullanmayan kul önce kendini sorgulamalı , değerli kaleme saygıyla +.........asena
Kardeşim......
Yaratan, evrenin devinimiyle ilgili kuralları koyar, işleyişine karışmaz ki?
O karışsa ne gerek var 'İNSAN İRADESİNE, AKLINA?'
Ne gerek suça, cezaya, cennet ve cehenneme...
Bence itiraz, bizzat insana olmalıdır.. Eleştirilecek olan bizleriz...
Einstein 'belirsizliği/yaratılmamışlığı' savunanlara ne diyor? 'Tanrı zar atmaz...'
Tebriklerimle Hüseyin Bey, kardeşim..
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta