Ah benim cennet sevdalım,
Ah benim aklını mantığını kullanmayanım,
Ah benim kendi özüne, kendi vicdanına yabancılaşanım..
Ah benim düşünmeye bile korkanım..
Uyan artık uyan!
Aç gözlerini de şu kan gölüne dönmüş orta doğuya bir bak!
Bu Dünyandan başka bir dünyan yok!
Eğer olsaydı,
Onu, Tanrı her dilden, kocaman yazılar ile gök yüzüne yazamazmıydı!
Sahi, insan konuşurken,
Tanrı, kendisi dilsiz mi!
Onu anlatmak, kendi yarattıklarına mı kaldı!
Şahinin, diri diri parçaladığı bir serçeyi düşün..
Çakalların, diri diri parçaladığı bir ceylanı düşünün..
Dünya da, her gün açlıktan ölen onlarca bebeği düşünün..
İşkence tezgahlarında, günlerce, inim inim, inleyen bir aydını düşün..
Hiroşimayı, nagazakiyi, atom bombası ile yakılan bebekleri düşün!
Tanrı biliyormuydu, yarattığı o bebeklerin, bir gün diri diri yakılacağını!
Yoksa, tanrı o gün emperyalistlere engel mi, olamamıştı!
Sahi, adalet hiç ertelenir mi!
Lütfen düşünün..
Adalet, hiç işkence ile telafi edile bilir mi!
15/06/2014
Hüseyin Çubuk
___________________
Ahiretin nerede olduğunu söyleyemeyen bütün dinler yalancıdır!
Hüseyin Çubuk
_________________
Hikayesi;
_______
Bir düşünür derki;
" Konuşmaya korktuklarınız, düşünmeye korktuklarınıza dönüşür"
________________
"İnsan yapımı bir tanrı hiç kuşkusuz kendini tanıtmak için insanlara ihtiyaç duyar"
-Percy Bysshe Shelley
_____________________________
_____________________________
BİZLERİ TUZAĞA DÜŞÜREN ARZULARIMIZ.. (Alıntı)
Asya da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır.
Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı
büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz.
Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar
geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü
tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği
bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey,
arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Yapmamız gereken; elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest
bırakmak ve dolayısıyla hür olmaktır!
*Joseph Goldstein
____________________________________
____________________________________
BEŞ MAYMUN HİKAYESİ..
Kafese beş maymun koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur
ve tepesine de iple bir kangal muz asılır.
Her bir maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak
istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkılır.
Her bir maymun aynı denemeyi yapar, buz gibi soğuk suyla ıslatılır.
Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar.
Bir süre sonra muzlara doğru hareketleneni diğer
maymunlar engellemeye başlar. Su kapatılıp
maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur.
ilk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur.
Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu bir de döverler.
Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir.
Ve o da merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer.
Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven de biraz önce diğerleri
tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur.
Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında
diğerleri tarafından cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni
gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda
hiç bir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır.
Sonra en baştaki ıslanan maymunların dördüncü ve beşincisi de
yenileriyle değiştirilir. Ama tepelerinde o bir kangal muz hala
asılı olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır.
Neden mi? Çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir...
işte bu nokta organizasyonel (ya da toplumsal) negatif öğrenmenin
şartlanmanın başladığı yerdir. Artık Türkiyede olduğu gibi kötü
yönetilmeyi ve maymun davranışını kanıksarsınız, hatta hayatınızdan
memnun olmaya başlar, kurulu düzenin savunucusu
olup karşı çıkana da en çok ve en iştahla siz engel olursunuz
İşte ideolojilerin tabulara dönüşümünün hoş bir anlatımı...
(Alıntı)
______________________________________
Batılılar geldiklerinde ellerinde din kitabı,
Bizim elimizde topraklarımız vardı.
Bize gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler.
Gözümüzü açtığımızda,
Bizim elimizde din kitabı,
Onların elinde topraklarımız vardı..
Jomo Kenyatta
(KENYA Kurucu Devlet Başkanı)
_____________________________________
_____________________________________
Kayıt Tarihi : 2.4.2017 09:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-Percy Bysshe Shelley
Yüreğinize sağlık
TÜM YORUMLAR (21)