El olduk yar iken yarin elinden.
Biz bu hale nasıl düştük be gardaş?
Panzehirsiz zehir aktı dilinden.
Agu kazanında piştik be gardaş.
Biz bu hale nasıl düştük be gardaş?
Bozulunca kantar, kayınca şakül.
Feryat eyledi gam yüklü bu gönül.
Gönüle yüklenen en büyük ödül.
Sevgiyi çiğnedik aştık be gardaş.
Biz bu hale nasıl düştük be gardaş?
Gardaş dedik sanki yetmezmiş gibi.
Dost bağında çiçek bitmezmiş gibi.
Hatır, gönül, toprak etmezmiş gibi.
Kendi yaramızı deştik be gardaş.
Biz bu hale nasıl düştük be gardaş?
"Dilde kemik yokmuş" istekte sınır.
Dil dönüp durdukça lisan hırslanır.
Bulutsuz günlerde gönül ıslanır
Kendi kendimizden taşdık be gardaş.
Biz bu hale nasıl düştük be gardaş?
AKÇA'yla şükürü yıktık bir kere.
Bitince Allah'ın verdiği süre.
Ahirette hesap çekilen yere.
Varmadan kabiri eştik be gardaş.
Biz bu hale nasıl düştük be gardaş?
Kayıt Tarihi : 29.10.2024 00:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!