Dağarcıkta azzık herşey mahacan
Köy çocukları da pek bi afacan
Goyun yoğurdunun tadı canacan
Kesintiye bizde yirinti dinir
Hinci gelir köyün sürü davarı
İmeceye gider durmaz avarı
Mübarek ramazan olsa da arı
İç güveyisine girinti dinir
Gupada güzeldir çayın içimi
Yürekler götürür durna uçumu
Tarla, tapan, bahçe bağda geçimi
Garışık tahıla garıntı dinir
Irbık ileğençe peşkir üçlüsü
Paşa Rıfat haşa köyün güçlüsü
Mantı kesip yerler içi etlisi
Eski arabaya vuruntu dinir
Öz'e girip yunduk Bapbavvuk öttü
Yazı'da yaylada davarı güttü
Yil esip rüzgarla kepenek gitti
Samimi değilse görüntü dinir
Mazarrat sıpalar erik yoluyor
Eskere gidenler hasret doluyor
Bulamayı yiyip göbek salıyor
Ekmek ufağına gırıntı dinir
Kelikleri giydi nasır ayakta
Anam yün eğerir durur koyakta
Abarı mücümsüz yüzü boyakta
Sui zanna bizde guruntu dinir
Gelengiler tohum sever toprakta
Tırtıl makas gibi yeşil yaprakta
Keklikler ötüşür dağda durakta
ŞİİRHAN, kesine garanti dinir.
Kayıt Tarihi : 2.9.2023 12:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aksaray Ağzı Şive Şiirlerinin altıncısı Sözlük: Mahacan: saf, safi, katıksız Dağarcık: meşin ya da dokuma çoban avcı torbası Azzık: coban yiyeceği Avarı: boş oturan Gupa: bardak Hinci: şimdi Peşkir: havlu ileğençe:küçük leğen Irbık: küçük su testisi imece: köylünün ortak çalışması Bappavvuk: baykuş Mazarrat: yaramaz, afacan Esker: asker Bulama: bir çeşit tatlı Öz: küçük dere Yunduk: yıkandık Kelik: eskimiş ayakkabı Koyak: tepe arası çukur ya da dere kenarı Abarıi: abarma deyimi Mücümsüz: her şeye burnunu sokan, boş konuşan kişi Su i zan: kötü düşünce ve kanaata sahip olmak Gelengi: yer sincabı Tırtıl: kelebek kurtçuğunun yumurtadan çıktıktan sonraki hali.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!