Ağustos Türküsü Şiiri - İsmail Kurağ

İsmail Kurağ
11

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ağustos Türküsü

Ağustos dendi mi!
Sıcağı demire zulümdür.
Gecesi kör bıçak.
Bu gecede; sıcakta, Ağustos'ta,
Nazlı sineler, bu yükü nasıl kaldıracak?

Dün ki; gün onundu, hayal onun…
Sular, seller bendinden dönerdi.
Bir dağın tepesine yaslanıyordu.
Başı dik, omzu kavi…
Elleri bir hayali sarıyordu.
Ve bir de, habersiz gezerdi.
Olan bitenden…

Kara haber gizlemişler, bir tren sesine.
Ah! Bu treni tutacak avucu olsa;
Elleri, Ağustos kadar büyük olsa,
Trenin dert yüklü yolunu çekip, yırtardı,
Ökçelerinden ensesine.

Demincek yürüdü şuradan.
Benzi sarı,
Ağustos kadar sarı!
Öyle ya;
Bu aya benzemeye gör!
Varışın kesin, sonun bellidir.
Mektuba düşen iki gözü nemlidir.
Öyle ya;
Yaşlı hikayelerin kalemi;
Ağustos,
Kökünden kırılıp, silinmelidir.

Gün tepeden vurdu mu!
Sakın, ardına saklan,
Samandan cılız gölgenin.
Uzaktan bir ses duyuldu mu!
Anla ki;
Bir duman çökecek,
Bir duman, seni kendine yoldaş edecek,
Bir duman ok gibi değecek,
Zamandan daha ince gövdene.
Sen artık;
Yamaçlardan baş aşağı,
Sel gibi aktın.
Ağladın, yakardın.
İçini parçalayan türkünü sen,
Ağustosta yaktın.

İsmail Kurağ
Kayıt Tarihi : 24.11.2021 10:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Kurağ