Yaprağa düştü yağmur damlası
Yeşilinde kayboldu
Yarısı da toprağına düştü
Zaman buhar oldu
Hayaller un ufak oldu
Bu barut kokusu
Etin yanması
Çaresizliğin haykırışı
Gömüyorum kendimi
Kendi gözyaşlarımın gizine
Soluyorum ve susuyorum
Öyle kırgınım
Öyle kızgınım
Öyle küskünüm ki
Bir ateş gövdemi delip geçse
Gelip geçtiğine bile
En derinden pişman olup
Söner gider karanlıklar içinde
Yağmurları çok özledim
Bana göre değil güneş
Güneşe sevdalı sürülerin masalı
Yağmurlarım yüzüme gönlüme vursun
Kimsenin vurmadığı kadar çok vursun
Ağustos düştü
Kanlar içinde yere
Yere düştü
Son yaprak
Acıttı
Sıcak mı çok sıcak
Sıkıştırdı yüreğimi
Tüm duygularımla geri çekiliyorum hayattan
Bu kadar anlamsız
Bu kadar ucuz olmaması gerekirdi
Maddenin yapı taşı
Taş ki bulanmış zamana
Elinden gelen nefes almak
Ölmeden bitmez mi derdin saltanatı
Kahverengiye döndü mevsim sarı sıcaklar içinde
Bir yaraya bıçak değdi
Bitsin gitsin dinsin rüzgâr
İçimde yanan mumlarla
Bir derviş gömülü
Hiç uyumayan
Susuz kupkuru
Sabahlara kadar yürünür yollar
Yorgunluk her yerde
Bezginlik her yerde
Dimdik ayakta bitecek bu hikâye
Bir fırtınadan darmadağın çıkarsın
Yüzünden güz güneşi
Yüzün sıcak
Yüreğin çok üşümüştür
Belli etmezsin hiçbir zamanı bölen yangınlarda
Gönül kuş gibi çırpıyor
Yalnız güzel bir gün dilersin olmaz
Sabır sabır dolaşırsın
Ellerinde hayat gibi kısalıyorsa zaman
Bilesin ki kayıp dünyaya ayak basmışsın
Çekiliyordum hayattan
Gönül tamamen dışarı
Karla karışık bir yağmur vardı
Çöl sıcaklığında
Camdan bir kalbin üstüne
Bilerek yağacaktı
Tuzla buz olacaktım
Umurumda bile değildi
Ne olacaksa olsun artık
Çok geç kaldım ölmek için…
Kanlı bir Ağustos’tum düştüm
Yüzüm gözüm üstüne
Bütün duygularımı çekiyorum yeryüzünden
Gönül dışarı
Yangın çıkaran sürülerin
Ahkâm kesen kirli sakallı çığırtkanların uğultuları
Bitecek bu gökyüzünde
Ağustos düştü
Paldır küldür
Neye dokunsam güz gibi
Neye baksam el gibi
Rüzgârın esmesiyle ürperen ten
Gözyaşını tuza boğan düşünceler
Açık bırakılmış perdesiz pencereler
Geldiğiniz gibi gideceksiniz çaresiz düşünceler
Ellerimde sonu bildiğim
Yolunu bilemediğim bir harita
Kaç tepe geçtik
Enkazı bulamadık duyguların
Kalanlarımı kurtaramadım
Gidenlerimi özledim
Özlem içinde bir Ağustos daha düştü
Yüzü gözü üstüne
Gidenlere selam olsun...
Gencay CoşkunKayıt Tarihi : 10.9.2006 21:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!