Gün ışığı
Kaldırıp çehresini
Işıdığında
Usulca yatağında kıvrılan Kızılırmak suyu
Benzine al rengi sarıyordu
O vakit anladım
Kartalın kanatlarına maviyi bulamaktaki hazimkarlığı
Yükseğe gayreti
Tepeden bakmak değildi yaşama
Daha bir özlemle bakmaktı
Ayna suda
Yaşamın yansısına ki,
Kızılırmak suyu Benzine sardığı
AI rengi soluyordu
Atların toynaklarından yayılan nal seslerine
Söğüt dallarında kuşlar
Yaprak üfleyen rüzgâr eşlikteyken
Su sesi
Şefiydi orkestranın
Renkli tüyler taşıyan göğün muhafızları kuzgunlar
Süzülerek indiler ovaya
Vadisi geniş
Cömert suyun yayıldığınca söğüt
Yakıcı güneşin vaktine
Gölge çoğaltıyordu
Muhafız kuşlar çığırtkanıydı
Sert aynazın adımlarının...
Adımlar çoğalıyor
Sesler yankılanırken
Gün dağların ardına çekiliyordu
Karanlık geceye yükselen ateş çığlıkları
Kızılırmak göğünde Bir kirli duman...
Aznavur bileğin gücü
Can evinden vurdu ovayı
Kızılırmak ağıt yükü
Aktıkça yatağında dilleniyordu
Gün ışığı
Kaldırıp çehresini ışıdığında
Geceden yorgun Kızılırmak suyu
Kan soluyordu
Mavisi mor, Yeşili toprak
Kayıt Tarihi : 23.5.2020 00:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2004 KÜRECAN

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!