Değişikliğimin şaşkınlığı ile önce kendimi bir yokladım
Eğilip de aynalarda yüzüme bakarak
Daha geçen gün yaz akşamıydım cıcır böcekleriyle
Baharı bile kandırıp kışa soyundum
Şimdi saçılmış dökülmüş şiirler gibiyim seyir defterimde
Sakinliğimde gemiler yanaşırdı limanıma,
Renk desen ve beden beden, düş kokulu kadınlar
Anlatı ve şiir içmek üzere dilimden
Oysa bütün gemileri yaktım senden kalan yaralarıma tuz basarak
Yaşamı tek bir sözcükle ifade edebilecek kadar sade
Ve gündüzleri seni düşleyecek kadar yorgun
Sahi yaşamın anlamı neydi?
Anlamsızlığımıza anlam katarak
Şimdi yüreğim tonlarca tümceyi sıralayıp yollarken dilime
Kilit vurup da susacak kadar kemiksizliğinde
Aldanışların hüznüyle yalancı tanıklığında duvarlarımın
Seni hiç tanımadığım hani o ilk kaçamaklarımızda
Korku ve susuşlarınla gerilince alnının çatısı
Bir de sokakların dili olsaydı?
Kaç yangın geçti avuçlarımızdan gardiyan bakışlar arasından
Günleri ekleyerek bir birine
Akrep ve yelkovanlarla köşe kapmacaya girdiğimizde
Uğraklarsa dona kalmış buz tutmuş öykümüz içerisinde
Ya duraklar beklemekli,
Hep aynı kum akmadımı? zamanın kanayan boğazından
Sözcükler düğümlendikçe boğaz çukurlarında
Otobüsler kalktıkça peronlardan
Oysa bilmezdim ağrı eşliğimi
İşte bu yüzden kim dokunsa yaralarıma
Anılar acır kana döner
Sense canım, boynunda bıraktığım o eski öpüşlerimin göveren rengine sarıl
Bak parmak izlerim kalmış teninin kuytularında
Henüz deşifre edilmemiş dizelerden
Oturup şiir yazmalı yeniden
Ayhan Sarıoğlu
21 01 2007
Kayıt Tarihi : 30.3.2007 00:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!