gencecik bir adamdı
bir güzeli seviyordu delicesine
içinde ona karşı olan duygular,ise en güzeliydi
seven insanlar,bu duyguya Aşk derlerdi..
lakin aşkın yolu zorluydu
kızın ailesi bu yakışıklı gence kızlarını vermiyordu
yanmaktaydı için için sevdiğinin hasretiyle..
ve böyle durumlarda yolu düşerdi İkiçeşmelikte ki Agora Meyhanesine
her zaman ki,pencere kenarında ki masasına oturur
aşkına hasretini rakı kadehleriyle dindirmeye çalışırdı..
loş ışıklıydı Agora meyhanesi
semtin uğrak yeriydi,
bazen sazendeler gelir aşıklara eşlik ederlerdi nağmeleriyle masalarında
onlara bakar iç çekerdi genç aşık..
ailesi İzmirin eşrafındandı
gençti,yakışıklıydı,varlıklıydı ve en önemlisi
o eski zemanlara ait terbiyeli,kibar tam bir İzmir Beyefendisiydi
bu yüzden ipe sapa gelmez maceralara kalkışmaz
aşkının hasretiyle yanar
kendisiyle bir izdivaç için yanıp tutuşan güzelleri görmezdi bile..
neredeyse her akşam Agora Meyhanesine gelir
cam kenarında ki masasına oturur
kimseyi rahatsız etmeden yudum yudum aşkına içerdi
artık iyice tanış olduğu meyhanecide bu asaletli ama garip aşığı uzaktan izler
gerektiğinde yanına gider siparişini alır
başka zamanlar ise,
aşkıyla olan yalnızlığına saygı duyar ve asla onu rahatsız etmezdi..
yine böyle dumanlı tütsülü bir akşamdı
genç adam masasına oturdu
hiç bir zaman kavuşamayacağını bildiği bir büyük aşkın hüznüyle
yudum yudum sessizce içti kederini yine
ve başını pencereye dayayarak hayal etti
ılık İzmir yağmurlarına karışıpta gelen o sevgiliyi
hayal etti merhaba aşkımdiyerek ona sarılıp öpüşünü..
oysa yine bomboştu İkiçeşmelik sokakları
yine aşkına hasret yaşıyordu şu hüzünlü yağmurlu dakikaları..
masadan bir peçete aldı bir müddet sonra
ve üstüne birşeyler yazdı karaladı
daha sonra çıkarken bu peçeteyi buruşturup çöp sepetine attı..
merak etmişti meyhaneci
bu hasret ateşleriyle yanan genç aşığın yazdıklarını
genç adam gittikten sonra
çöp sepetinden o buruşuk peçeteyi aldı,açtı ve okumaya başladı
burası Agora Meyhanesi
burda yaşar aşkların en divanesi,en şahanesi
bu gece benim gecem
cama vuran her damlada seni hatırlıyorum
ve sana susuzluğumu
bu akşam ümitlerimi meze yapıp içiyorum
içiyorum,içiyor,içiyorum
bu gece benim gecem
cama vuran her damlada
seni hatırlıyorum
ve sana susuzluğumu
bu duygu yüklü satırlar çok hoşuna gitmişti meyhanecinin
ve aşkı,hasreti,ızdırabı anlatan bu satırların
çöp kovasında kaybolup gitmesine gönlü razı olmadı
bir büyük aşkın anısına hürmeten
temiz bir şekilde yeniden yazdırarak meyhanesinin duvarına astırdı..
bu sözlerin yazarı genç adam ise
o tarihten sonra bir daha Agora Meyhanesinde görülmedi
meçhulde bir sır olarak kaldı..
fakat aşkını anlatan sözleri
Agora Meyhanesinin duvarlarında asılı kaldı yıllar boyu..
aradan uzunnn yıllar geçer ve günlerden birgün
İzmir fuarı için gelen meşhur bir Bestekar okur
Agora Meyhanesinin duvarında asılı duran bu sözleri
çok hoşuna gider okudukları
kime ait olduğunu sorar
lakin uzun yıllar ötesinde kalan genç Beyzadenin adını bilen yoktur
ve bu sözler Üstada verilir beste yapması için
ve bu sözler aynı zamanda üstadın en tanınmış şarkısının sözleri olurlar
tüm Türkiye tanığı olur Agora Meyhanesinde yaşanan bu büyük aşkın
bu hicranın,bu ulaşılmaz sevdanın..
kimbilir,
şu anda belkide başka bir alemde yaşanıyordur Agora Meyhanesinde ki bu Aşk
ve kimbilir,belkide
büyük üstadın sesinden dinliyordur genç adam
dönen 45 lik cızırtılı plaktan feryadını ve aşkına haykırışını..
burasıııı Agora Meyhanesiiiii
Burda yaşarrrr Aşkların en divanesi,en şahanesiiiiii...
(gerçek değildir..sadece tarafımdan tasarlanmış bir öyküdür...)
6.Nisan.2011.İzmir
Ali Efeoğlu
Kayıt Tarihi : 14.7.2011 18:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!