Sonunda ağlıyorum işte,
Belki gidişine,
Belki terk edilişime,
Belki de olman gerekirken;
Yanımda olmayışına,
Benden çok uzaklarda,
Ve her şeye rağmen,
Düşünüldüğümü bilişime,
Ağlıyorum işte.
Ağlıyorum;
Yokluğun koca koca çınarları devirip de gitti üzerime.
Ağlıyorum;
Gökyüzü mavi değil artık.
Ağlıyorum;
Güneş hiç ısıtmıyor.
Ağlıyorum;
Günlerin arasına karbon kâğıdı koymuşlar.
Ağlıyorum;
Sesin yok,
Sedan yok,
Gülüşün yok,
Bakışın yok,
İçime yazın meltemlerce,
Kışın ateşlerce akışın yok.
Yoksun işte…
Yoksun;
Dünya yalnızca kara bir delik.
Yoksun işte;
Yoksun ve ağlıyorum.
Özlüyorum seni olur olmaz tüm zamanlarda,
Gündüzün güneşi uykusuz gözlerime doğarken,
Gecenin ayı anlamını yitirirken,
Karlar yağarken,
Ellerim titrerken,
Dizlerim takatini yitirirken,
Her gece ölüp,
Her sabah dirilirken,
Özlüyorum seni.
Bilirsin ben seni oldum olası özlerdim,
Hatta başım göğsüne yastık olurken bile.
Ama hiçbir zaman ağlamazdım,
Erkekliğe leke sürmeyeyim diye.
Eğer bu bir lekeyse,
Leke, düştü erkekliğime.
Sen yoksun,
Ve ben ağlıyorum.
Hem de öyle-böyle bir ağlamak değil,
Katıla katıla,
Salya sümük ağlıyorum.
Çünkü ve kahretsin ki çok sevmiştim.
Çok sevdiğim için,
Çok canımı acıttın;
Çok canımı acıttığın içinse,
Çok canını acıttım;
Bütün mesele bu.
Şimdiler de kapalı bir ceza
Ve tutukevi bu dünya.
Bu şehirse kısıldığım hücrem,
Aşksızlığın zindanı.
Hani insanlar hiç yapmadıkları şeyi,
Ölmezden önce yaparlarmış ya…
Farkında değilim,
Farkında değilsin,
Zira yanımda değilsin ve haberin yok.
Galiba bu gözyaşları son gözyaşlarım.
Bu yaşlar bir serçenin yaşları.
Yine ve hani sen hep bir serçe olmamı,
Pencerene konmamı isterdin ya…
İşte o serçendim ben senin.
Serçendim; şimdi sensizlik sebebim,
Yokluğunun girdabına düştüm,
Sana süzüle süzüle.
Oluk oluk,
Kana kana kanıyor,
Yana yana ağlıyor.
Ağlıyor; sönüyor,
Sönüyor; sen görmüyorsun,
Ve ölüyorum…
Kayıt Tarihi : 2.1.2013 23:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!