Tüm şairler meftundu
Hep aynı acıya
Yıkılıp yarım kalan
Virane dünyalarında
Kendi buruk kalan
Hep son anlarında
Anlattılar seni senin kadar bilerek kendilerini
Tüm güzelliğe övgüyle sundular
Kalemleri mürekkepten değil de
Kanlarıyla beslendi her zaman
Kesip damarlarını düştüler gözyaşlarında
Bir ayaz yalnızlığın
Çileli zamanına
Hangi ülkeye vardılar ise gariptiler
Hangi dostu buldularsa yalnızlıkla buluştular
Hangi zamana geldilerse orada ebediyen
Kendi ezeli yokluklarına düştüler
Bilemediler ki ilham ile
Enselerinde ürperen bir cellât hep aynı yerdedir.
Tüyleri diken diken
Gözleri bir gerçekçedir…
Isındılar bir kap çorbayla karabiber tanelerinde
Şehir yoksul o şehir yoksul da hep öyle
Sürüp giden bu aldatmaca da
Onlar hep yetimdiler…
Bıkmadılar her yeni kelimenin ardındaki büyük evrenleri özlemekten
Bıkmadılar ne tarifsiz bir yalnızlığı kelimelerin dar dünyasında betimlemekten
Her yeni günle onlar eriyen bir serüvenle kendilerinin
Sabaha çıkan gözyaşlarını getirdiler…
- Kader kanıma kastın var
Sunamam kendimi en mahrem karanlığında kendimin
Çünkü acıyla bitirilmesi gereken bir görevim var…
Hiç bilemem kendim kadar bir yoksulu şu cihanda
Fakat kendimi bir anda veremeyecek kadar acıya hasretim var
Uslanmayacak şu kendi kendimi yok ediş ihtirasım da
İşte bu yüzden bir yok oluşta kendi varlığımı bilmekle
Dopdolu bir hayatın özleminde çilem var…
Kendi kendimleyim bir hoyrat
İçim karanlık coşkusunda
İçinde yalnız ve bozuk tüm zihnim
Kavrulmuş bir hediyem gibi de değil fakat
Her güzelliğinden narin ve şekli seninle bir
İçindeyim düşen hatıralar gönlümde
Merhaba diyar diyar sana
Diyor iken bir sevgili ayaz ayaz burnuma
İşleyen soğuk kanadında
Sana
Ah hasret herhalde bakar mısın?
Bunca varlıkla beni oyalayan bu yoklukta
Kendim dereler tepeler üzerinde
Bakışmak inan bir zaman senin gözlerinde
Buluşmak hiç bilmediğim en güzel köşesinde
Tüm yönelimleriyle
Haydi canım
Bu evreni sana
Versem de bitse
Patlayarak kanımda
Ateşi dev kalplerin
Çatırdayarak yıkıldığı ürkek ülkeler üzerinde
Haydi, canım seni bilmez bir hoyrat diyarda daha ne kadar beklerim
Kalbim ne kadar daha taşır böyle özleyerek senin en narin güzelliklerini
Şikâyetim yok inan da
İçime çökelen bunca hediyen var ya buzlu buzlu
Onları kendime mal edip
Sana varmak vaktinde
Yaşadığım bir an sarhoşluğun dizelerinde
Kendi yelpazemde bir elem vakti
Bitirmek istiyor gibiyim tüm şiirlerimi
Ağlayarak seninle gözlerime dayadığın bir ıslak mendil eşliğinde…
Kayıt Tarihi : 24.6.2010 13:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!