Ağlayan kadınlar lahdi Şiiri - Nevin Subaşı

Ağlayan kadınlar lahdi


bana yeşili göster
incitilmemiş şarabın duruluğundan söz et
dilindeki gergefin ipek çözgüsünden
dut yemiş dudakların

düşün ki
savaş ganimeti sayıldık bir vakit
dörtte üçü bölüşülen biri hiç

kendimizden düştük
öfkeli rüzgârlar taradı saçlarımızı
boyadı renkten renge
noksandı bazı uzuvlarımız

el verdin
gözde iristim artık

°
şarkılı çiğdem gibi salınıp
solgun ağzında acıyla parladığım

°°

kök saldı kollarımız
incelikle yol almış, hışımla sarılmıştık

ölüme yakın tazelenirmiş ağaçlar
her yemiş üçer beşer
o yaz son yaz olmasın için

bir çakı yarmalı gövdeyi
yaraları azar çok meyveden
yanıltır bizi
ayakta ölür böylesi ağaçlar

yapraklarıma delişmen bir dil bıraktın
kesikler attın
kıvıl kıvıl esti rüzgâr
ay kızardı yağmurlar yağdı
kaynadı topraklar
yaşam fışkırdı kökten köke
daldan yaprağa
gölgemizde kuşlar cıvıldadı

nasıl bilebilirdik
ne zaman anlardık ki
bizi zamanın kundakladığını
sarıp başa, baştan aşağı

ebedî ayrılıklar gördük

°°°

günlerce ardına bakmadan geçerdi ay
duymazdı sesimi dinlemezdi
sarılmazdı şimdiye, geçmiş günlere takılıp

bir parça daha kopar giderdi bizden
birbirimize bağlıydık
soludukça beraber açardı günler

derinden gelen sesle
uyandım
meyve yüklü dallar boşalmış ermişti göğe
bırak beni der gibiydi kök
incecik yapraklar yüktü ona
duydum
sustuklarından
ve ellerimi bıraktım onda

°°°°
kuruyan ağaç
kör çeşme kaldık

°°°°°

yaşamın çekirdeğinde ne var
ağacın çevresinde ne

bilmek neye yarar ki

eğil sen
bana için içinden
kabuğun kırılışından sözler bul indir

de ki
şiir sürsün avuçlarına, aşkı her tavaf eden

Nevin Subaşı
Kayıt Tarihi : 25.11.2024 14:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nevin Subaşı