ağlayan bir atı hiç kimse anlamaz çünkü
bir dikiş makinesi ve çiçekli kumaşlar
porselen yemek takımları kenarı güllü
mavi pencereleri evinin, beyaz tülleri.
annenin kurumuş portakal kabukları gibi
kokusu hala üstünde, içleri bomboş şimdi.
ağlayan bir atı hiç kimse anlama çünkü
seni ilk gördüğüm çarşıda ağladığın gibi..
ne vakit geçsem aynı çarşıdan şimdi
baharın ilk çiğ damlası gibi aklıma düşersin
doğulu bir gelin utancı oturur yüzüne aklımda
bazen hiç sevmediğin bir adamla evlenmişsin
sırtında dördüncü çocuğun…
ağlayan bir atı hiç kimse anlamaz çünkü.
aynayla bir fotoğrafçı dükkanında tanışmışsın ilk
saçlarını taramayı koyvermiş, sade etekler giymişsin.
türbe yeşili, kan kırmızısı, ayva sarısı etekler
yüzünde yeşil bir ağrı izi, anlamını şimdi öğrenmişsin
ağırlığınca altın edecek değerli bir at gibi yetişmişsin
hiç aşık olmamış, hiç öpülmemiş ve hiç ağlamamışsın.
ağlayan bir atı hiç kimse anlamaz çünkü.
bazı kentlerde..
Kayıt Tarihi : 8.11.2015 04:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Barış Bazalka](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/11/08/aglayan-bir-at.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!