Ağlamak arkadaş bâzen yapışır sanki yakama
Lâkin bir ağlamak var ki öyle ağlayabilseydim
Bilerek haksızlığını yapışıp yine yakama
Canıma kıydığın halde ah ağlamayabilseydim
Pendik; 04 Eylül 2006
Mustafa BenkliKayıt Tarihi : 4.9.2006 19:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir anlık bir tahatturda maziyi andım, istikbâle baktım; bütün bir hayat ve hadiselerin, teferruatıyla, bir bir serilip, sergilendiği sahnede, ânında, geçmişin perdesi inip, geleceğin perdesi açılarak hâlimizin tefekküründe bir kareye takıldı kaldı beynim... Bir küçük filistinli kızın; yüreklerimizi paralasa da, yüreğini hayatlandıran, yaşatan ağlayışını resmeden karedeki ağlama sahnesi... İdrâkle halk edilmiş insan idrâk edebildiği; acı tatlı, neş'e, keder, ıztırâb, feverân veya sükûn-saadet sadedinde, umumiyetle kendi ekseni etrafında ağlar, güler, mesût olur, ye'se dalar; dalgalanır, durulur... Bu hâl ve duygularını paylaşanlarıyla da guruplar oluşturur, bazen toplumun ortak paydaları oluşur, ama, her fert kendi idrâkinin o hadiseden, bünyesinde hasıl ettiği tesir çerçevesinde kendi haletini yaşar... Benim bu yukarıda zikrettiğim karedeki kendimi kaptırdığım 'ağlamak'; ağlayanın, kendinden öte, âdetâ, milletinin ve zulme dûçar bütün insanlığın nezdinde bizim anlamadığımız, belki anlayamadığımız, bilmediğimiz öyle bir hâl, öyle bir ağlamak ki, o hâle vesîle yaşanılanlar o ruhu, o körpe dimağda yakmış, pişirmiş, kendinden geçirmiş, eritmiş, bir ruhî mücerret olarak kendine, kendi şehidine değil; belki, o anda, sair insanlar, varsa, kendi saadetlerini yaşar, kendi ölülerine, şehitlerine; ki, o şehitlerin ebediyetlerinin İndallahtaki yerinin, tam idrâk ferâsetinde olanlar için, bayram da sayılabiecek şehadetlerine ağlarken, O'un ağlayışı, bu günkü vahşet karşısında tüyü bile kıpırdamayacak kadar umursamazlık içinde, hayatın hayatı olan sevgi, merhamet, acıma, adl duygularını kaybetmiş dipdiri ölüler gürûhunun; yürekleri taş kesilmiş insanların şahsında kaybolmuş, bir zerre idrâki olanların idrâkini çatlatacak derekedeki ülümden de ölüm olan elÎm hallerine yakılan ağıt; İndallahta mâkes bulan ağlamaktı... Rabbimin nümûne-i imtisal olarak yarattığı bu mübârek körpe yürekte sembolleşen bir fert değil; bir insanlık kendini o fertte bulup böyle ağlayabilseydi... Diye tefekkürüm bende bu hayıflanmayı hasıl etti ama, ifade-i merâmım onu hakkıyla resmetmeye kâfi gelmeyen istidadım nisbetinde bu şekilde tecelli etti; bütün duyan yüreklere ve insanlığa saygıyla arzediyorum efendim. Mustafa Benkli.
Lâkin bir ağlamak var ki öyle ağlayabilseydim
Bilerek haksızlığını yapışıp yine yakama
Canıma kıydığın halde ah ağlamayabilseydim
Mustafa Bey
Duyarlılığınız için
manidar çalışmanız
için tebrikler
TÜM YORUMLAR (11)