Ağlayacaksın Heredot Şiiri - Adnan Ateş

Ey! Mağaralar şehri,
Bizansın şövalyeleri
Moğol`un orduları
yağmalayamadılar seni

Dağlarına kar düştü
mirasına kondular
hayırsız evlatların.
ikibine bir kala
projeler cizdiler
volt ve amper için

Seni duymadılar.
Varıp gitmezmisin
Bosfor`a
kardeşin Bergama`ya
akşam haber bülterinde
belki görür mebus bey,
sabah gider kürsüye mebus bey,
atar yumruk mebus bey.

Kartpostallar kaldın
gönlümüze sığdıramadık seni.
ikibinli yıllara
adağımız oldun.

Sorun yoktu sende
evvel zaman içinde.
Sende çevre vardı
geçmiş zaman kipinde
Sen günlerini sayarken
acep neyin peşinde?

Her şeyine rağmen
Arkeolok yok!
Yaşasın enerji sorunu.
Çevre örgütleri yok?
Kahrolsun enerji sorunu.

Anlatıyordu seni
ibn-ü Ezrak-Farıki
Hısn-ı Keyfa`da nazırlık günlerini.
Bitiremiyordu seni,
Derviş Mehmed`in oğlu
Enderunda okurken bile
rastlayamadı
senin gibi musikiye.

Nedimlik yaparken sarayda
seni anlatıyordu,
padişah murad`a
Unkapanı`nda doğmuştu,
kendini sende bulmuştu,
yedi düvel gezmişti,
misalini görmemişti.
Hanlar hamamlar gördü
senin gibisini görmemişti.

Ey! Mezopotamya kapısı
şantiyeler pusu kurmuşlar
dağlarına ovalarına.
Bekleyeceksin dozerleri,
formenleri ve işçileri.

Kesecekler yolunu Dicle`nin
setler kurup duvarlar örecekler.
Dicle seni boğacak
ihanete uğrayacaksın.
Yüzyılların Dostu,
zor günlerin dostu, ab-ı hayatın/Dicle
senin brütüs`ün olacak
Sezar olup hancerleneceksin

Söylense idi inanmiyacaktın.
Dicle dost`tur kardeştir
diyecektin.
Raman sessiz kalmaz diyecektin.

Dicle ne yüzle varır El-Cızir`e
Fırat ne diyecek?
Ama gel gör ki
senide kapalı zarf usulü
hisselediler, hisettirmeden.
saman aldınta Dicle`yi yürüttüler üstüne

Antik şehir dediler,
Hellen görmüş dediler.
Görücüye çıktın seni sevenine vermediler.
Ağla Ey! Efes
ve sen Ey! Kapadokya.
Ey! Hasuni, kardeşinizi öldürdüler
Ey! Edessa ve Tuşpa, Nisibis ve Martropolis.
Ve Ey! Sevdalıları
sevdanız sulara gömüyor
sedası kesiliyor
bir daha gelmemek üzere