Gözyaşlarımın çiçekleri de soldu bak sonunda. Çocuksu sevinçlerimi, fırtınalı havalarda gökyüzüne saldığım uçurtmamın ipine jilet gibi geçirdim. 'Nerede koparsa kopsun' deyip seyre koyuldum.
Anladım ki, bir hiç'miş yaşam, ömür sofrasında. Sana beslediğim kutsal sevda da yalanmış bak. Gözlerinin labirentlerinden çıkamamışım ne fayda. Sana kurduğum aşk bahçemde kokusuz güller yetiştirmişim bugüne dek. Ellerimi paralayan, yüreğimi darmadağın eden dikenli gülleri yaşatmak için verdiğim tüm mücadelem boşunaymış neyleyim.
Şimdi, rüzgarın kırdığı dallarımı yeni baharlarda hasat'a sunuyorum. Senin sevdanın anlaşılmaz kıyılarından hızla kaçıyor, bilinmez mevsimlere kürek çekiyorum. Nereye gideceğimi bilmesem de, nerelerde konaklayacağımı düşünemesem de, kaçış belki en güzeli, biliyorum en kolayı.
Sevgisiz bir dünyanın kapılarını açık tuttum. Sırf senin için gecelerin hüzün yorganını çektim üstüme. Yalnızlık kuyularında boş umutlarla şarkılardan fal tuttum. Bir kirli bohça gibi yığılı dururken geçmişim önümde, sen yüzündeki değişken ifade tuzağıyla sevgiler sundun gönlüme. Yaşamdan beklentilerin, mücadele mantığınla karalar sundun sevgime. Seni düşündüğüm saatlerde, sen duygu pınarlarımın önüne attın gövdeni.
Bu hikaye de bitti sonunda bak Yağmur Gözlüm. Gözlerinin yaşlarına yol ver aksın şimdi. Aksın ve pınarlara karışsınlar. Yağmurlarla birlikte yağan, kimbilir bir gün senin de yurduna uğrayan bir nehirden sana el sallayacağım günün birinde. Ardımdan bakmasan da, benim için artık yanmasan da bu yangının efsanevi büyüsü ile yüreğini sızlatacağım birgün. Geri dönülmez yollarda, seni benden daha çok seven birini asla bulamayacak, bu yerkürede yalnızlığın kollarında ilk kez ağladığının farkına varacaksın.
Şimdi, bu yaralı yüreğimde bir avuç toprakla kara çarşaflı karanlıklarda gecelerin kirli kucağında yarasaların uçuşlarını seyrediyorum. Gözlerimdeki uyku ateş denizlerinde ıslanıyor, gökyüzündeki masmavi kumsallara kürek çekiyorum. İnsanların bulunmadığı yerleri tasarlarken, ateş ve buzul ülkesinin büyülü geçmişinde namludan çıkan her kurşunun peşine takılıyorum.
İyiki doğdun gülüm. İsmini yaza yaza tükettiğim ak kağıtların labirentlerinde kayboldun bilmiyerek. Her sabah ben senin gözlerinde uyanırken, anladım ki, katmerli sevgilerin yalanmış. Yalanmış gözlerindeki büyü. Akdeniz kokmuyorsun artık. Ellerin sıcak değil eskisi gibi. Şarkılar yalan, anılar yalan, gülüşün yalan, sevişin yalan.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Söze ne gerek.................Yüreğinizdeki sevda bitmesin.
harika bir şiir yüreğin esağlık ustadım
kalemine ve yüregine saglık hocam ...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta