Davul zurna halayda, düğün dernek içinde
Barut kovan içinde, soyu sopu vuruşsun
Yürüsün insan seli, kan davası peşinde
Ağlasın seher yeli, gece boyu kin kussun….
Bu gün varız yarın yok, bu ölümlü dünyada
Durduk yerde kim ister, sıcak aşı buz olsun.
Ben ateşle oynarken, varsa bana ne fayda
Ağlasın seher yeli, yansın bağrı, tutuşsun.
Gideceğim gurbete, sürmeyecek işgalim
Her işkence bir özlem, her lafın ardı yalan
Kaç mahkumluktan sonra, unutulur eşkalim
Ağlasın seher yeli, anamdır rehin kalan
Sevda bağrımı yakar, dağlar ağlar halime,
Her düğünde karalar bağlasın dertli başım
Korkarım ben yalandan, söz düşürmen zalime
Ağlasın seher yeli, hiç dinmesin göz yaşım.
Çağırdıkça duymadın, mecal yoktur canımda
Beni perişan ettin, yaşam sana zehrolsun
Ben gurbette kaldıkça, yârim yoksa yanımda
Ağlasın seher yeli, yarsiz kalsın, kahrolsun.
Çekinme söyle yarim; n’ettim, sana neyledim?
Dök içini rahatla, gizlin saklın kalmasın.
Ettimse bir fenalık, son sözümü söyledim
Ağlasın seher yeli, dermanım hiç olmasın.
Görmüyor mu kalp gözün, sevdalın seni bekler
Çektirdiğin her acı, gözlerine yaş olsun.
Hayat vursun tokatı, sen unuttuysan eğer
Ağlasın seher yeli, yere düşen yar olsun.
Kemnur olamaz iflah, sağlam kalmış yeri yok
Leyla verildi ele, ben olmuşum bir Mecnun
Düştüm alem diline, lafı yalan zalim çok
Ağlasın seher yeli, zulmüdür ahım onun.
01.11.2012
Şair Kemal Paracıkoğlu (Kemnur)
Kayıt Tarihi : 7.11.2012 10:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!