Rıhtıma getirilmiş çuvaldızların börtü böceğinde
Kıymık tanesi arayan bir seyisin samanlığı zihnim.
Şeytanî bir bencillikle dalıyormuş gibi
Rıhtıma dayanmış güneş parçacıkları,
Şu en zorba arayış içinde
Bencilliğini takdim edercesine...
Kokuşmuş ceset toplar ayvanımda
İçerde yapmışken soyadan bir köfte
Yanında haşlanmış birkaç patates,
yüreğimden farksız
Bir çığlık duyarım apansız
Boynuzunda şu altın başlı boğanın
Kızdırıverdi gözlerin mor siyah bulutları
Bak işte nar tanesi sitareler
Gözden uzak, gönülden ırak kaldı
Laleli'de çilli bir kızın gözaltı ziynetleri...
Zeynep hülyasıyla kavgalı nesil
Kaç dirhem tartar sanırsın yüreğinden?
Beş mi on mu ya onbeş mi dersin?
Manolya kokulu mendiller tartarım ben oysa
Kuyumcu sahtekâr olsa gerek
Kuruş sıralar avuçlarıma her uğrayışta.
Bense aralı gömleğimle uğraşır dururum
Af buyur sevdiğim,
Mağrur kokuna sahip çıkmadı gururum.
Öyle boşanır ki yaşlar
Sanırsın seneler geçiyor rıhtımdan...
Yalnız sol dergâhımda kıymık incinmesi
Vakitsiz uğrar parmak uçlarımdan,
Manolya kokulu kirpiklerimin uykusuz çapaklarına.
Bundan sonra yok temiz düşünce
Yok en ücramda kalan Haliç çöplüğü.
Nemlenmiyor bile yaşlarımın dokunduğu yanaklarım.
Oysa ben günde yalnız asırlarca ağlarım.
Kayıt Tarihi : 2.11.2023 15:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!