Ağlamayasın Anne Şiiri - İbrahim Kurt 3

İbrahim Kurt 3
359

ŞİİR


93

TAKİPÇİ

Ağlamayasın Anne


Sol göğsüme takılmış, nişanı bas bağrına
Evlat acısı elbet, gidecektir ağrına
Söz konusu vatansa, her Türk uyar cağrına
Arkamdan susma ancak, ağlamayasın anne

Yokluğumda her asker, senin yiğidin efen
Vatan için şehide, saygı gösterir seven
Uğrunda ölen benim, istemiyorum kefen
Sakın sen kara yazma, bağlamayasın anne

Her yıl ölüm günümde, mezarımda bir mum yak
Şapkamla baş uçumdan, Albayrağa selam çak
Geride bıraktığım, emanete iyi bak
Şefgatlı yüreğini, dağlamayasın anne

Ömrümüz kısa amma, hikayemiz uzundur
Savaşa kurban veren, ateşindir buzundur
Unutma bundan sonra, vatan senin kuzundur
Küsüp haine keyif, sağlamayasın anne

Antalya Çiftlik akşamları

04.11.2017 saat 13.30

İbrahim Kurt

((Genç yaşta şehit olan bir askerin annesinden dileği))

Şiir Filiz Çolak Hanımefendinin (Kuşlar Gece Ölür ) isimli şiirinden
alınan ilham ile yazılmıştır,kendisine çok çok teşekkür ediyorum

DOST KALEMLER
Yorgun yüreğim dayanmıyor artık dizelerdeki acıya,
Şehidin selamı var, ana baba, eş dost, kardeş bacıya
Gün geçmiyor ki oluk oluk akar kan üstüne akan kan
Şehit örtün kutsal al bayrak, sana minnettar bu vatan---Talat Semiz

Talat hocam çok çok teşekkür ederim saygılar sunarım.

Şanlı tarihimiz var,şehitlerimiz kurban
Hepsi bayrağımızın,şerefli ay yıldızı
Başları dik nöbette,vatanlarına hayran
Anaların duruşu, gözleri kan kırmızı.Canan Ereren

Canan hanım çok teşekkür ederim saygılar sunarım

benden kopardılar de taze ve geç gülümü
oğlum şehittir diye teselli et gönlünü
mevlam böyle hükmetmiş erken yazmış ölüm
düşmanı sevindirme çağlama yasın anne ....yusuf Değirmenci

Yusuf hocam çok teşekkür ederim saygılar sunarım.

İbrahim Kurt 3
Kayıt Tarihi : 4.11.2017 23:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Son olarak 8 artı iki şehidimizin anısına yazılmış--Şiir Filiz Çolak Hanımefendinin (Kuşlar Gece Ölür ) isimli şiirinden alınan ilham ile yazılmıştır,kendisine çok çok teşekkür ediyorum Kuşlar Gece Ölür Anne saçlarımda sarıyı gözlerimde sevdiğimi arama anne saçlarımın sarısını buğday başaklarında gözlerimi! Gözlerimi delikanlı çağımın ebedi sevdasında bıraktım anne şah damarımdan fışkırırken arşa al kanım gök kubbenin mavi çehresinde tutuştu yağmur çiseciklerine üşüşen gözyaşlarım anne yandı kefen tanımayan masumiyetime damlayan yüreği ayın şafağın kirpiklerinde pıhtılaştı yerlere saçılan çocuk gülücüklerim al! Anne sol göğsümden nişanımı bağrına bas dünden yetim düşlerimi anlat ona her akşam yolunu beklediğim gittiği seferden dönmeyen babamı anlat bir çift yeni ayakkabıya günlerce nasıl çalıştığımı uçurtma uçuramadığım kırları anlat yağmur basan evimizi tütmeyen bacamızı katıksız aşımızı en çok en çok da ninemim masallarını anlat Yemen seferinden dönmeyen dedemi Çanakkale harbinde şehit düşen amcamı anlat omuzlarında gezdir anne! uykularımın ay yıldızlı rüyasını tan yelinde süzgün mavilere sal saçlarını sabah yıldızının nemi düşsün açılmamış gül goncası dudaklarına yanaklarında allanan tan vurgunu kuşları çağır anne kan dolan gamzelerimin hilal damlayan suskunluğuna denizlere kopsun hür sevdamın dalga dalga etekleri kara yelin duvağından essin yurdun dört bir yanına güvercinlerin ak kanatlarından aksın gün kızılı sancıların esaret tanımaz doğumlarına değmesin anne değmesin diye hainlerin o pis eli ebedi sevdamın kınalı parmaklarına git! Uşak makamında yankılanırken ihaneti zalimlerin lâl olan dilleri doğranırken dilkeşhaveran makamının minarelerinde haykır delikanlı çağımın çiçeği burnunda sızısı dökülürken içi parçalanan göğün bendinden deşilen plesantasından denizin ölü doğururken gelincikler Gümüşdere’nin susan marşına dalında solan menevişleri haykır anne zalimlerin kana susamış kuduz sıfatlarına şimdi benim kıyılarımda toprağa düştü ağzı açık son nefesin ilk cemresinden henüz tüylenmeden serçe yavruları anne sustu çığlıkları üniformamın sende ağıt yakıp oğlum öldü diye ağlama ağlayıp da karaları bağlama anne şahadete yükselmiş yüreğimi dağlama ben Kandil’e doğan şafaklarda süzgün güneşin nabzını Yüksek Ova’da avuçlarında tutan asker benim postallarımda titrer inlerinde satılmış kahpelerin şerefsiz dölleri ben şanlı Türk’ün ölümsüz neferi ölüm saçarım anne! Ölüm bayrağıma göz diken soysuzlara hücrelerimin boynundan asılan künyemden şaha kalkarım bin defa bin defa doğarım doğranmış dokularımdan kırarım nazlı hilâle uzanan o pis eli sen yeter ki ağlama dik tut eğilmesin o güzel başın alçakların önünde giderken son nefesimden üzerime kopan ezanlarla sevdiğimi sessizce ört üzerime nazlı kızımı anne son defa aç kuzuna kucağını doyasıya çekeyim içime kekik kokulu sineni sonra anne sonra hep gülümse bakıp göklere bakıp Türk’ün şanlı bayrağına ve unutma kuşlar gece ölür anne … Filiz Kalkışım Çolak

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Filiz Kalkışım Çolak
    Filiz Kalkışım Çolak

    Kuşlar Gece Ölür Anne
    saçlarımda sarıyı
    gözlerimde sevdiğimi arama anne

    saçlarımın sarısını buğday başaklarında
    gözlerimi! Gözlerimi delikanlı çağımın
    ebedi sevdasında bıraktım anne

    şah damarımdan fışkırırken arşa al kanım
    gök kubbenin mavi çehresinde tutuştu
    yağmur çiseciklerine üşüşen gözyaşlarım anne

    yandı kefen tanımayan masumiyetime
    damlayan yüreği ayın

    şafağın kirpiklerinde pıhtılaştı
    yerlere saçılan çocuk gülücüklerim

    al! Anne sol göğsümden nişanımı
    bağrına bas

    dünden yetim düşlerimi anlat ona
    her akşam yolunu beklediğim
    gittiği seferden dönmeyen babamı anlat

    bir çift yeni ayakkabıya günlerce nasıl çalıştığımı
    uçurtma uçuramadığım kırları anlat
    yağmur basan evimizi
    tütmeyen bacamızı
    katıksız aşımızı
    en çok en çok da ninemim masallarını anlat
    Yemen seferinden dönmeyen dedemi
    Çanakkale harbinde şehit düşen amcamı anlat

    omuzlarında gezdir anne!
    uykularımın ay yıldızlı rüyasını

    tan yelinde süzgün mavilere sal saçlarını
    sabah yıldızının nemi düşsün
    açılmamış gül goncası dudaklarına

    yanaklarında allanan tan vurgunu
    kuşları çağır anne

    kan dolan gamzelerimin
    hilal damlayan suskunluğuna

    denizlere kopsun
    hür sevdamın dalga dalga etekleri

    kara yelin duvağından essin
    yurdun dört bir yanına
    güvercinlerin ak kanatlarından aksın

    gün kızılı sancıların
    esaret tanımaz doğumlarına

    değmesin anne değmesin diye
    hainlerin o pis eli
    ebedi sevdamın kınalı parmaklarına

    git! Uşak makamında yankılanırken ihaneti zalimlerin
    lâl olan dilleri doğranırken
    dilkeşhaveran makamının minarelerinde haykır

    delikanlı çağımın çiçeği burnunda sızısı
    dökülürken içi parçalanan göğün bendinden

    deşilen plesantasından denizin
    ölü doğururken gelincikler
    Gümüşdere’nin susan marşına

    dalında solan menevişleri haykır anne
    zalimlerin kana susamış kuduz sıfatlarına

    şimdi benim kıyılarımda toprağa düştü
    ağzı açık son nefesin ilk cemresinden
    henüz tüylenmeden serçe yavruları anne
    sustu çığlıkları üniformamın

    sende ağıt yakıp oğlum öldü diye ağlama
    ağlayıp da karaları bağlama anne
    şahadete yükselmiş yüreğimi dağlama

    ben Kandil’e doğan şafaklarda süzgün
    güneşin nabzını Yüksek Ova’da
    avuçlarında tutan asker

    benim postallarımda titrer
    inlerinde satılmış kahpelerin şerefsiz dölleri

    ben şanlı Türk’ün ölümsüz neferi
    ölüm saçarım anne! Ölüm
    bayrağıma göz diken soysuzlara

    hücrelerimin boynundan asılan
    künyemden şaha kalkarım bin defa
    bin defa doğarım doğranmış dokularımdan
    kırarım nazlı hilâle uzanan o pis eli

    sen yeter ki ağlama
    dik tut eğilmesin o güzel başın
    alçakların önünde

    giderken son nefesimden
    üzerime kopan ezanlarla sevdiğimi

    sessizce ört üzerime
    nazlı kızımı anne

    son defa aç kuzuna kucağını
    doyasıya çekeyim içime kekik kokulu sineni
    sonra anne sonra
    hep gülümse bakıp göklere
    bakıp Türk’ün şanlı bayrağına

    ve unutma
    kuşlar gece ölür anne …

    Filiz Kalkışım Çolak

    ...abi yorum yapamadım ardı sıra gözyaşalrımı bırakıyorum sayfana...Naif eşsiz yüreğine bin sağlık...

    Cevap Yaz
  • Serap Irkörücü
    Serap Irkörücü



    Ah!... Bir annenin yüreği yanar da bu istekleri ne kadar yerine getirebilir... Evlat giderken anasının yaşayacağı acıya dayanamaz, ana da giden kınalı kuzusuna yanar... hem de nasıl!...

    Allah, hiçbir anne babayı evlat acısıyla sınamasın inşallah...

    Çok hüzünlü ama çok güzel bir şiir İbrahim Bey.... Birkaç kez okudum ve çok etkilendim...

    Duygu kat sayısı yüksek şiirinizde hüzünleri yine hece ustalığınızla mükemmel yansıtmışsınız...

    Şiirinizi ve sizi içtenlikle kutlarım... Ayrıca, seslendirilmesi çok büyük bir başarı... Başarılarınız daim olsun, gerisi gelsin inşallah...

    Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Güner Hacısalihoğlu
    Güner Hacısalihoğlu

    Harika bir şiirdi İbrahim Bey. Bestelenmesi çok güzel bir duygu.

    Eminim çok güzeldir. İlk fırsatta dinlemeyi umuyorum...

    Yüreğinize sağlık. Kutluyorum sizi...Selam ve Saygımla...

    Cevap Yaz
  • Güner Hacısalihoğlu
    Güner Hacısalihoğlu

    Harika bir şiirdi İbrahim Bey. Eminim çok güzeldir. İlk fırsatta dinlemeyi umuyorum...

    Yüreğinize sağlık. Kutluyorum sizi...Selam ve Saygımla...

    Cevap Yaz
  • Muhammet Çal
    Muhammet Çal

    Hemşerim yine bir birinden güzel anlamlı, etkileyici ve harika şiiri yazan usta kaleminizi kutlarım. Okuyucusunu duygulandıran ve düşündüren bu güzel eseri inci gibi satırlara ilmek ilmek işleyen kaleminiz daim olsun. şehit marşı vatan sevdası ve bütün güzellikleri içinde barındıran türkü tadında ki bu güzel eseriniz için sizi yürekten kutlarım. Saygılar,

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (35)

İbrahim Kurt 3