Ağlamayacağım bil!
Sebepsiz, nedensiz gidişin,
Yüreğimin tam ortasına otursa da.
Baktığım her yerde,
Seni görmeler,
Kokunu hissetmeler,
Sesini duymalar
Ve hatta elimi uzattığım
Her yerde
Sana dokunmalar,
Beynimin en ücra köşesinde
Konuşlansa da,
Bundan sonra;
Kulağım kör,
Gözlerim sağır, bil! ..
Ağlamayacağım bil! ..
Göz yaşlarım,
asılı kalsa da kirpiklerime,
kalp çarpmalarımın karekökü,
infilak sebebim olsa da,
çatlasa da bu beden,
tam orta yerinden,
ağlamayacağım bil! ..
Hıçkırıyorum belki,
Nefesim seyrekleşiyor,
Boğazım kördüğüm olmuş,
Çözülmeyeceğim belki…
Damarımda ilerleyen kan,
Son sürat çarpacak
Kalbimin duvarına belki,
Ağrıyacak, sancıyacak belki ama,
Direnmekteyim,
Ağlamayacağım bil! ..
Kancık terk edişler yıkar
Yiğidi bir tek,
Hain gidişler…
Unutmak mı? Asla!
Umursamazlık? Kat’a!
İntikam? Ha’şa!
Sadece sitem
Ve yakarış yaradana;
Çektirdiklerini çekesin.
Üzdüğünce üzülesin.
Depremler geçire,
Taş taş üstünde kalmayasın.
Saçlarına avuç değmeye,
Ellerine kına vuramayasın! ..
Bir gün eller üzerinde
taşınacaksın sonsuza…
ve belki de ben;
o anı göreceğim…
İşte o zaman ağlarım bil!
Ama sana değil,
Gittiğin yere ağlarım bil! ...
(06/06/2010 14:56)
Ozan ÇağlarKayıt Tarihi : 12.10.2010 21:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!