Bir dugu ki;
Kaynayan su...
Konuşmak zordu;
bir ses üretmek ve o sesi insanların anlayabileceği tona sokmak zordu
Derin bir nefes almak lazımdı,
aldı...
Kaynayan su, donmuş cam kırıklarına dönüşmüştü artık
Yuvayı terk eden acemi sözcükler, cam kırıklarıklarıyla ani bir ittifakla birleştiler.
Sert, keskin, soğuk bir manaya yol gösteren, kalleş cümleler olarak ayağa dikildiler.
Hedef tam karşısındaydı kadının.
İlk cümle büyük bir gürültüyle hedefe saplandı
....ve bi çare adamın tüm duyu organları tarafından algılandı.
Soğuk üç damla suya dönüştü adam.
..ve usulca süzülerek hayatın kollarından toprağa sığındı ilk damla.
İkinci damla bir yaprağa konuk oldu; karınca Murtezanın yolunun üzerindeki kuru yaprağa.
Murteza çok yorgundu.
Komşu köy muhtarının ölen bir sinekten onada pay ayırdığını duymuş, hakkına düşen iki bacak ve bir kanadı almak için köye koşmuş, saygı ve şükranlarını sunduktan sonra, girmiş yükün altına evine dönüyordu...
Çevrede çok sevilirdi Murteza.
Hava buram buram sıcak kusuyordu. Güneş sanki ateşten gözlerini dikmiş, Murtezaya bakıyordu...Çok susamıştı, yüküde az değildi hani..
Aniden önüne koca bir kova su boşalınca sevinçten çılgına döndü Murteza. Usulca indirdi yükünü ve kana-kana içmeye başladı; tanrının onun için yolladığını düşündüğü suyunu, hiç tanımadığı bir hayatı, sevgiliyi, seveni...
İçer içmez bir gülümseme düştü minik suratına.
Şaşırdı
Aşıktı Murteza
ama nasıl?
kime?
Üçüncü damla havada asılı kalmış bir ses - birkaç mısra..
.................
Ağlamalı mıyım şimdi;
sırtı dönük bir kadına dokunurken gözlerim(?)
Ağlamalı mıyım şimdi;
ardında kalan kokuyu iştahla emerken tenim(?)
Ağlamalı mıyım şimdi;
içimde birikmişken af dileyen sözlerim (?)
Ağlamalı mıyım şimdi;
boşlukta sallanırken ellerim (?)
Ağlamalı mıyım şimdi;
şuracıkta erimişken bedenim (?)
Ağlamalı mıyım?
Olgun KeskinKayıt Tarihi : 1.12.2007 21:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)