Ey hayallerimin süslü gelini, ilk aşkı tattığım güzel
Kaybettiğin saadetini karanlıklarda arama boşuna
Aşk kıvılcımı ile yak gönül çırasını ve kaldır başını
Sakın ola karşında görünce yana çevirme başını
Sana mutluluk dilemekten gayri elimden ne gelir
Benim o an hissettiğimi sen şimdi de hissedemezsin
Zira ruhuma göz yaşı ile ektiğim o platonik aşkımı
Sen Yıllar değil asırlar geçse de asla biçemezsin
Yıllar geçse de benim için hala onsekiz yaşındasın
yüzüne bakıp iç çekmekten gayri elimden ne gelir
Biliyormusun bahar kokan yalçın dağlar gibiydim ben
Ne asi boranlar ne deli fırtınalar korkardı benden
Sensizlik ölüm tırpanı gibi hazanımı kopardı dalımdan
Büküldü belim kırıldı kanadım yandı yüreğim derinden
Artık kadere eyvallah demekten gayri elimden ne gelir
Yıllar dayanamadı benim ızdırabıma çabucak akıp gitti
Hafızamda kalan ise içimdeki seni kaybetme korkusu idi
Ne acıdır ki korktuğum başıma geldi o an dünyam yıkıldı
Kader Seni mutlu yuvana beni de dertlerimle evlendirdi
Bu kara tecelliye razı olmaktan gayri elimden ne gelir
Sade ve temiz duyguların hakim olduğu tepelerden
Kırlardan, çiçeklerden çimenlerden, yeşil yaylalardan
Coşkun köpüklerle akan ırmaklardan, mavi denizlerden
Leylalardan, mecnunlardan, Ferhatlardan şirinlerden
Ne bilen var ne gören, hiç kimse haber vermedi senden
Gıyabında sana saadet dilemekten gayri elimden ne gelir
Kim bilir beklide sana tutkumun farkında bile değildin
Çünkü sen bu ışığı hiçbir zaman bana vermemiştin
Her şeye rağmen düş trenimde sana bir bilet almıştım
Ama olmadı ne yapalım kader böyle olmasını istemişti
Kaçan trenin ardından el sallamaktan gayri elimden ne gelir
Olsun hala senin hayalinle yaşamak mutlu ediyor beni
Seninle rüyada buluşmak bile coşturur solgun düşlerimi
Kader bu eğer buluşamadan kara toprak çağırırsa beni
Ecele asla itiraz edemem, mevlam böyle yazmış kaderimi
Amenna deyip ebedi yola çıkmaktan gayri elimden ne gelir
Eğer bir gün yolun kabristana düşerse, gezdir gözünü
Mezar taşların birinde görürsen Mehmet Keklik yazısını
Otur yanı başıma en içten duygularınla oku fatihanı
Emin olabilirsin, geldiğinde hemen hissederim seni
Tabutumun içinde ağlamaktan gayri elimden ne gelir
Mehmet KEKLİK
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta