Ağlamak İstiyorum Şiiri - Halis Babat

Halis Babat
44

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ağlamak İstiyorum

Ağlamak istiyorum, hıçkırırcasına,
gözlerimin özgürlüğüne dokunmaksızın,,
eski dostlarıma
ağlamak istiyorum.
gözpınarlarımda geçmişe inat,
bir sel olsun.
eski aşklarıma,
eski yaşantıma,
ağlamak istiyorum.

varsın el oturduğu yerde,
bana gülsün.
varsın bu adam hiç büyümeyecek desinler
varsın alaya alsınlar,
aralarına almasınlar
erkeklik gururuma aldırmaksızın
ağlamak istiyorum.

Sizde aldanmayın ey dostlar!
Aldanmayın gülen halime,
açın da bir bakın,
görün,
neler işlemişim yüreğime.
Neler yaşamışım,
neler çekmişim,
hepsini nasıl da sığdırmışım
kısacık geçmişime
Bakmayın siz gülen halime,
hep ağlamak istiyorum.

Bir çocuktum,
hayallerim vardı, umutluydum.
Aklım sıra evimizin gururuydum.
Okuyacaktım, büyük adam olacaktım.
Zorda kalanlara koşacaktım.
İlmi, huzuru,
tutup kollarından,
unutulmuş topraklara salacaktım
Yükselen memleketimle coşacaktım.
Olmadı dostlar, olmadı.
başaramadım.

Henüz ortaokula başlamamla,
hayallerime hükmedilmeye başlandı.
çok erkenden tanıdım, siyaseti
azrail desen yakın arkadaşımdı.
Kalem mi, silah mı,
seçimindeki uçurumu yaşadım.
Bu bedbaht yaşantım başkalarınca çizildi.
Aldanmayın dostlar, aldanmayan siz bu halime...

Lise yıllarımda hayat bir başkaydı.
adeta,
film karekterlerini canlandırıyordum,
Esir yaşantıma bir de aşkı sığdırıyordum.
Ölümü sevimli bir bebek sanıyordum,
Ölüm bir oyun değildi dostlar.
Mapus dallarında uyandım.

Üniversite desen,
çalınmış hayallerle süslenmiş bir ev
binlerce göz yaşı arasında girersin.
Girenlerin sevinç çığlıklarıyla,
giremeyenlerin hıçkırıklarından
bir elbise giyersin.
Sonra at gözlü krallar eşliğinde
köşelere çekilirsin.
Düşünceni esir almak ister birileri,
birileri de seni düşüncesizlikle besler.
ya sağ ya solsun
ya ak, ya alsın
arafta kalırsan,
mal oğlu malsın
aldanmayın dostlar, aldanmayın
gülen halime,
yapışır her gülümsememle,
bir ağlama isteği gırtlağıma
haykırarak ağlamak istiyorum
ilim içinde yok olup giden zihinlere.
el değmemiş bir kız gibiyken,
cehaletle kavrulan memleketime
hıçkırararak ağlamak istiyorum.

artık,
zor bela menzunsun,
ama yetmez sana,
''s'' ler dönemi başlar
gerçi oks'yi, lgs'yi,öss'yi bilirsin ama,
daha les'i, dms'si, kpss'i
kalmıştır önünde,
tam bir sınav felsefesi yani,
her sınavdan önce umutlanırsın,
ve her sınavdan sonra,
boynu bükük,
bir köşede çaktırmadan fırçalanırsın,
yüzlerine gülümser gibi yaparsın
içinde, ağlamaklı bir ' beni anlamıyorsunuz''
cümlesi dolaşır. kurbanlık koyun gibi sersemleşirsin,
ama ağlayamazsın.
şimdi ben ağlamak istiyorum dostlar
ağlamam da sınavla değil ya,

en kötüsü işsizlik bunalımı başlar,
an olur, ölmek istersin,
an olur, öldürmek...
birileri sana bıyık altında güler
birileri hay senin okuluna... der
birileri, birilerini sana örnek göstermeyi dener.
çekilirsin aralarından,
hep bir ağızdan ''okumuşlar kafayı yedi'' der.
kafayı yedik dostlar, kafayı yedik
yediğimiz beyinlere, ağlamak istiyorum

bir bakmışsın bir köşede bir simitçi,
hemen yanında tartıcı,
bir diğer yanında en şenslıları çiçekçi,
ve yanık sesli boyacı,
oysa,
ilki edebiyatçı,
diğeri tarihçi,
en şanslıları iktisatçı,
ve zavallı müzikçi.
hep birlikte ağlarlar dostlar,
sizin alaycı sözlerinizin arasında.
aldanın dostlar aldanın,
işsiz üniversiteliler cenneti yurduma ağlamak istiyorum.

yıkılmış kentler gibiyim
yaklaşmayın yanıma,
işçime, öğrencime,
işsizime, edebiyatçıma
kaybolan zihnime,
terk eden sevgilime,
ve en önemlisi yetim memleketime
ağlamak istiyorum ve hepinize inat ağlıyorum....!

size ağlıyorum ey çocuklar!
size de ağlıyorum, ey dağdaki firari
ve sana ağlıyorum görev başında öldürülen nefer,
sana da ağlıyorum sahipsiz esen rüzgar,
sende varsın, nöbette anasını düşleyen er
seni de unutmadım sevgili kaari,
hele seni hiç unutmam,
akşama kadar uç kuruş için,
makina başında bel büken işçi.
canlı cansız ayrımı yapmaksızın ağlıyorum
kelebeklere, kuşlara, çiçeğe, böceğe,
avucumuzun içinden kaybolup giden gençliğe,
özgürlüğü demirlerin ardına kilitlenmiş mahkuma,
hırlıya, hırsıza, kahpeye, namusuza,
her gün binlerce insanı kucaklayan toprağa,
dalından uçup giden yaprağa,
bize aldırmaksızın geçip gidene zamana,
çocuğunu yitirmiş anneye,
gelinlik çağında iğfal edilmiş güzele,
bakıp da göremediğiniz her şeye
doğan her bebeye,
oturup ağlıyorum ey dostlar!
gülenlere inat ağlıyorum işte!
ağlıyorum,ağlayacağım da...

Halis Babat
Kayıt Tarihi : 13.6.2007 22:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halis Babat