Aşağıdaki yazıyı ve linkteki sayfayı gördüğümde benim ağlamaktan gözlerim şişti…
Dostluklar bu kadar mı unutuldu ki…olması gereken yapıldığında bu kadar güzel teşekkür ediliyor şimdilerde…
Seni seviyorum mavi yürekli kadın
…PERİNUR OLGUN….
Varlığın için ben sana teşekkür ederim
Dinlemekte olduğun şarkı sadece senin için...
Zümrüt gözlü kuzum... :))))
-
'Ben çok şanslı biriyim..hayat benim karşıma hep iyi insanları çıkardı.. bilmem hayatıma girenler mi iyiyidi..yoksa gelenleri mi ben beğendim bilemedim: :)) sen de neşeciğim sen de benim hayatıma giren iyi insanlardan birisin.. en özeli en güzeli.... hayat seni benim için hazırladı senin haberin yokken..: :))) bana güzel bir ilk tanıtım sayfası hazırladığın için çok teşekkür ediyorum gönülden kadın.... işte bu şiir sana senin kocaman gönlüne minik bir damla elleri küçük kadın...sevgilerimi yolluyorum..
Perinur Olgun
sevgili dostlar bu günlük sadece bu linki tıklayın lütfen ;)) . >
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yağmur yağar yokluğunda bu kente... Her yer kupkuruyken, sızmazken yapraklardan damlalar, hiçbir şey ıslanmazken nasıl olur bilmem ama yokluğunda hep yağmur yağar bu kente... Uzanır yalnızlığıma yağmur damlaları, yağmur yüklü bulutlar bir benim üstümde gezer yokluğunda, bir ben sırılsıklam kalırım otobüs duraklarında. Şu kırmızı renkli belediye otobüsleri bir benim üstüme sıçratır yağmur sularını. Nedendir bilmem ama en çok ellerime düşer yağmur damlaları. Böyle değerli, böyle anlaşılmaz, böyle rezildir yokluğunda bu kentin bana özel yağmurları. * Ellerimde “yağmurun elleri” Ellerinin yerine Şu sırılsıklam düşlerden Arta kalan bir senin ellerin Bir de yağmurunkilerdi * Olmuyor! Vazgeçilmiyor sevdadan... Sıraya giriyor tüm güzelliklerin, bir bir geliyor gözümün önüne. Hele o kırmızı mahçup yüzün yok mu. Öyle suskun dururken sen, güzel bir şey söyleyip o kırmızı mahçup ifadeni yüzünde görmek gibisi var mı. Bak böyle işte... Ah bu yazılanlar ve yazılamayanlar, ah! Böyle birer birer savruluyor içimden sevdam. Hep ıskalıyor seni, tutunamıyor yüreğine. Sevgi bu açılıp da konulmaz kimsenin yüreğine. Yine de olmuyor işte, vazgeçilmiyor! Oy benim karavana sevdam... I Çıkıp pencereye Bir sigara üflerken geceye “şehrin” almıştır beni içine II Son durakta inip de otobüsten Islık çalarak bizim durağa geri yürümek Bir de yürürken seni düşlemek III Kim döşemiş bu rayları yüreğime Geçip gider her tren içimden Kalır geriye bir ıssız istasyon IV Koynundan beyaz güller çıkarıp Işıtsam geceyi Sen de gelip ısıtsan V Sen bir tek ufka bakarsın uzun uzun Alıp da ufku koyamam ya gözlerime Peki ufku boyasam yeşile Bir türkü duyuldu sonra radyoda, “Yiğidi gül ağlatır Gam öldürür Nice namert ava çıksa Tuzak kursa, kurşun atsa Yiğidi çökertmez kahır Bir dem yar hüzünle baksa Bir gönül gözüyle baksa Yiğidi gül ağlatır Gam öldürür” Gülüm, gülün sol iç cebimde kaldı. Şimdi her gün bir yaprağını koparır sana veririm. Kim bilir kaç gün sürer bilmem bir gülü sana vermem. Günler geçti aradan, gül kurudu. Artık yaprakları koparılamayacak kadar hassas, kırılgan, bir dokunsam ufalanıp gidecek. Kopardığım ilk yaprağı verebildim sana, gülün yine bende kaldı gülüm.
TÜM YORUMLAR (11)