Ağlamak arınmaktır Şiiri - Nurten Aktaş

Nurten Aktaş
140

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Ağlamak arınmaktır

ah yüreğimin yazılamayanları,
boğuluyorummmmmmmmmmmm.
çığlıktı isaret fiseği
yine hayat düğümlendi boğazıma

ilahi adalet yerini bulsun
kan kusuyorsam ve anlaşılamıyorsam
ki empati kurmak ancak böyle mümkünse
acı çekmenin erdemini herkes tatsın
bu erdemle yansın, dağlansin yürekler
pişsin özleri, firiyerek olgunlaşsın

taa ki yeryüzünde tüm canlar
diğerlerine bakarken hümanistçe
sevecen bi kucaklayışla ve sonsuz bi anlayışla
dostunun yüzünde kendi yüzünü görünceye denk

kan kussunlar demiyorum, diyemem
ama o ateşi şarap yapıp içsinler
o badeyle birbirlerinin yüreklerine erisinler
erisinler de kaprisleriy varoluşu birbirlerine zehretmesinler
kendilerine hak gördüklerini, başkalarında hak görerek
hayatı paylasarak çoğalmanın çoşkun erdemine varabilsinler
bu düyada varsın herkes ektiğini biçsin
ilahi adalet ey
acı çekmenin erdemiyle olgunlaşarak kusuyorum
birgün yeryüzü cennet olacak erdemle...

Ağlamak Arınmaktır

zalim kime neyler
çoğunluk izleyerek zülme ortak olmasa

mahşer yeri cehennem bu
seyrederek onaylayanlar var ya
asıl günahkarlar işte
ey ilahi adalet
sıra onlara da gelecek
bumerank bu
yeter

zalim kime neyler
çoğunluk izleyerek zülme ortak olmasa...
................
Aralık 2009

Nurten Aktaş
Kayıt Tarihi : 4.4.2018 23:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Iş yerinde engelimden dolayı uğradığım mobing bitip tükenmek bilmeyen yıllarca süren cehennem gibi ayrımcılık baskı işkence defalarca kalp krizi geçirmem Kolaydır havlu atmak, tanrı, sığınacak felsefe, lider, idol aramak, zafer sarhoşu olmak, şımarmak veya yenilip domalmak da kolaydır.. "akil" veya duyguyla sarhoş veya kör olmak, yalnızlıga veya insanlara.. geçmişe veya gelecege sığınmak, aşka veya intikama, hazza ve acıya tav olmak kolaydır. Kolaydır ama zararlıdır insanlığa: İnsana da zararlıdır; sanrılı büyüklükler içinde küçültür onu. Hayatın İniş çıkışları vardır ve mücadele etmek gerekir. Teoride olması gereken Dünya pratikte yaşadığımız olan dünya hergün beynimizin içinde çatışıyor bütün bunları biliyoruz güzel değerler yaratmaya tüm yozlaşmaya karşı yobazlara karşı erdemli ve Aydın İnsan Olmaya çalışıyoruz Ama yetmiyor Çünkü çevremizde olumsuzluklar Gün geçtikçe aşağı çekmeye kendine benzetmeye çalışıyor bundan daha iyi çatışma olabilir mi? Aslında söylenecek o kadar söz var ki 18 yıl çalıştım Emekli oldum 1 yıl geçti hala söyleyemiyorum Çünkü konuşurken yazarken ağlıyorum Nasıl dayandın demişsiniz zamanla kendime telkinler vermeye başladım slogan sözler "çalışmak özgürlük için tutsaklıktır, esareti yaşamayanlar ne bilirler özgürlüğün kıymetini, bağımsızlığa giden yolda basamaktaki süreç bu, ben sığıntı yaşamak değil bağımsız olmak istiyorum" gibi ama ne kadar katlandı isem insanlar üzerime o kadar geldi Ben zaten sanatla ilgilenen bir insanım bağımsızlığıma çok düşkünüm edebi eserlerin yanı sıra sürekli günlük tutuyorum genelde Belki de bu günlükler akıl sağlığımı korumamı sağladı ama bedenim dayanamadı çalıştığım Ankara Üniversitesi gibi bir ortamda oldu bu işler düşünün engelli tuvaleti yoktu Ben tekerlekli sandalye kullanıyorum tuvalet tutmaktan bir süre sonra Böbrekler bitti ve çürüme Böylelikle başlamış oldu bulantılar kusmalar deride döküntü mide kanamaları Kalp rahatsızlığı ve bir sürü metabolik rahatsızlıklar buna rağmen direndim çünkü ben de diğer insanlar gibi kendinize layık gördünüz güzellikleri Erdem'i insanca yaşamayı kendime layık görüyordum insanların içinde olmak istiyordum ve kendi kendime diyordum ki hayır bunun bedeli bu kadar ağır olamaz insanlar yanlışlarını anlayarak benim ve benim gibileri kucaklamayı öğrenecekler Direniyorum Çünkü bu benim bir misyonum diye düşündüm inatla sonra öğrendim ki öyle değilmiş Çünkü insanlar bencil hakir bu cahillikten daha öte bir şey Zira cahilliğin ilacı bilgi birikim öğrenmeye açık olmak ama Meğer bencilliğin ilacı yokmuş. yaşadıklarım çektiğim bütün işkence çektiğimle kaldı toplumda bir arpa boyu yol ilerleyemedik sonuç olarak işe başlamadan önce sadece bedensel engelli Yani yürümeyen ben onun dışında hiçbir sağlık sorunu olmayan ben şimdi her an acile gidebiliyorum ve verdiğim bütün mücadele için pişmanım! çalışma süreci beni bağımsızlastırmak bir tarafa uyuşturdu örseleyerek tüketti insanlığımdan çıkarttı düşünün ki işyerinizde ki arkadaşınız kazara sizin bardağınızla çay içiyor sonra o bardağın sizin olduğunu fark ediyor ve şöyle diyebiliyor onca insanın arasında senin bardağını mı kullanmışım gibi bunlardan çok daha aşağılık işverenin her yeri sana göre ayarlamak zorunda mıyım yaklaşımların binlercesi ne Maruz kaldım Eğer şu anki yaşadığım hastalıklar olmasa hepsini unuturdum hiç aklıma bile gelmezdi Çünkü kaldığım yerden devam ederdim ama şu an öyle değil kaldığım yerden devam etmek gibi bir şey yok Bana kalan bir şey yok sadece işkenceyi yaşıyorum sağlık sorunlarım canımı yakıyor buna rağmen Önümüzdeki hafta sonu bir sivil toplum kuruluşunda Şiir dinletim var yani tamamiyle teslim olmuş değilim ama bu Cehennemi hak etmedim ben hiçbiri insanın asla hak etmeyeceği gibi... nisan 2018

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Duygu yüklü şiirinizi
    beğeni ile okudum

    Cevap Yaz
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Şiirinizi
    beğeni ile okudum

    Cevap Yaz
  • Kıyı Erim
    Kıyı Erim

    Sarsıcı bir hayat hikayesi... Yaşayanı bedenen ve ruhen çökertmekle sınırlı bir olay değil. Koca toplumu tepeden tırnağa çürüten, sorgulatan ve de öldüren bir hayat hikayesi. Neresinden tutsan elinde kalan bir toplu intihar tablosu... Aşılması zor bir çukur, iyileşmesi zor derin bir yara.... yaşayana sabır yaşatanlara akıl,fikir erdem dileyelim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Nurten Aktaş