Elâzığ'ım ateş düştü bağrına,
Yanan yüreklere iller ağladı.
Duyarlı halkımız koştu çağrına,
Yardıma uzanan eller ağladı.
Yıl iki bin yirmi içler acısı,
Yirmi dört ocak 'ta cuma gecesi.
Sessiz çığlıkların duyulmaz sesi,
Kimse yokmu diyen diller ağladı.
Neden ağlıyoruz anne diyenler,
Şu genç yaşta ak kefeni giyenler.
Aklını yitirdi bil ki duyanlar,
Gönüllerden taşan seller ağladı.
Elazığ, Malatya yastadır şimdi,
Yaralı gönüller hastadır şimdi.
Dertler sıra sıra deste dir şimdi,
Yağan yağmur esen yeller ağladı.
Felek vurdu birden evler yıkıldı,
Sanki sinelere hançer sokuldu.
Körpe kuzuların boynu büküldü,
Yetimler ağladı dullar ağladı.
Afet ekipleri,Hızır'dı inan,
Yaptığı hizmetler takdire şâyan.
Çıkarmadan gitmem diye bağıran,
Melekler timsâli canlar ağladı.
Yürekler yanarken bedenler dondu,
Hayat birden bire zulüm' e döndü.
Yuvalar yıkıldı ocaklar söndü,
Gam bağında solan güller ağladı.
Çadırlar kuruldu kar'ın üstüne,
Nice karlar yağdı yâr'in üstüne.
Al bayrağa sarın serin üstüne,
Omuzlarda giden sallar ağladı.
Geliyorum dedi kırıldı faylar,
Ağıtlar yakıldı inledi ney'ler.
Binaları yapan müteahit beyler,
Sayeniz de tüm gönüller ağladı.
Tek bir yürek oldu birden halkımız,
Ta ezelden beri budur ülkümüz.
Birimiz hepimiz hepimiz bir'iz,
Yediden yetmişe kullar ağladı.
Kayıt Tarihi : 31.1.2023 22:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!