Ağla muğla
dhey ula muğla
hadi beni uğurla
sende yaşadıklarım,
uğrattı beni dumura...
bazende boğdu gurura...
köyceğizin dışında, dönüyor dünya...
öylesi içine kaçmış
yangısı yanıbaşında…
gerisi yok umrunda...
Akyaka denize caka,
beyaz insandaki fiyaka
kol düğmeleri inciden
Azmak nehri akar debisinde
soğuk ve inceden,inceden
Kadın azmağı debisinde…
ve birde göcek ovası
bedri rahmi ustamdan bilirdim
göcekte artık sınıf atlamış
yat marinaları, villa turizm
sarı germe olsada adı
gerim gerdi sinirlerimi
yerliden çok yabancı
kayaları oymuş burjuva
Hilton vs. Otelleri koymuş
1 milyar geceliği tek kişilik oda
kumundan çaldım sahilinde
bide ekinci koyu var
Cennet tenhası ama şu kirli
tanrının izniyle burda ölüm yok
ölmez dağına kaynakça...
Dalyandayım, balık kapanından
çok şimdi insan kapanı
iztuzu,karatte yurdu değil
insanların umru...
Kaya mezarlarını karşıma aldım
iki tek rakı yudumladım
kaya mezarındaki kadar yalnızım
yazgımız aynı, kral olsa ne yazar...
Bütün bu yerlerde doğa
bolluk ve bereket için çıldırmış
görselliğe göz yetmez...
gel görki insanına yansıtmamış
erkekleri bildiğin estetik yoksunu
maki boyunda ve bodur zeytini
kadınları doğa kadar güzel olmasada
doğa kadar doğurgan yapılı
kalın baldır bacak sanki dökme
geniş kalça enli gövde
göğüste memeleri iki nar
var ağzınla bereket sağ...
Uygarlık dünyada denizle başlar
karadenizde olduğu gibi
muğlada da camilere bağışlar
her köşe başında kara sıkma başlar...
denizde haşemeler güneşi dışlar
hiç kimsenin elinde görmedim...
ne gazete, ne dergi, nede kitaplar
heryerde başı boş köpekler havlar...
hepsinin etrafı dumanlı dağlar
belkide dalyan yolumu bağlar...
Tunay Bozyiğit Seyduna
Kayıt Tarihi : 18.7.2018 03:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!