Ağla Şiiri - İrfan Sari 2

İrfan Sari 2
66

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Ağla

ağla

kendi sesinden akan bir ırmak gibi
deniz az sonra bil
ve ağla,
göz yaşlarını ben toplarım.
çektiğimiz kahır kadar ağır değil gözyaşların,
elbette çiçek dermek gibi de.
ama ağlamak
bir fişeğin kovandan ayrılma anıdır.

ağla,
kavuşmaya asla tanık olmayacak gibi,
susmanın iklimi böyle diye.

darmadağın halların, geçmişin iz düşümü
böyle rengin verir sineye
kızıl
kör
ve vahşi
oturup ağlayışına boncuk boncuk dizen olur
karadan daha kara ne olur ki?
kırkını vurdular bu sevdanın.

hani kara bir oğlanın beyaz dişleri gibi
beyazdan tenini almış bir kızın dolu, büklüm dudakları
nasıl gelir nazara
öyle bir fal var
cadılar,
sabahlara kadar fikir yorar.
sabah çatlamış buz parçalarını
serpin yaralarıma…

ağla,
gözyaşlarını ben toplarım.
kırmızı, kırkı çıkmamış bu sevdanın,
kaşınmış yarasının yanında deşilmiş düşler.
yetimi…
mahzun…
boynu bükülmüş türkü.

mahsustan gökyüzüne asıyorum kendimi
mavi mum gibi eriyor üstüme
bu çağda umutta varmış
bir çekirdeğin saklı yerinde
öyleyse
ağla…

ağla ki;
kalbimin atlası, tufanlar görsün
dünden, bugünden, yarına
örük örük
masal sonra…

irfan sari

İrfan Sari 2
Kayıt Tarihi : 5.8.2008 22:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Savaş Dinçbaş
    Savaş Dinçbaş

    ağla,
    kavuşmaya asla tanık olmayacak gibi,
    susmanın iklimi böyle diye.

    Sevgili İrfan kaleminden yine çok güzel bir şiir okudum, kutluyorum sevgili kardeşim.

    Cevap Yaz
  • Nazlıhan Hasköylü
    Nazlıhan Hasköylü

    hem alnından hem ayasından öpülecek bir şiir daha...her zamanki gibi beni suskunluğa iten bir İrfan Sarı şiiri...Sevgili Ahmet Tahsin çok iyi çözümlemiş...bana da söz bırakmamış...imzamı atıyorum altına...

    teşekkürler bu güzel paylaşıma...devamı dileğiyle...sevgiler...

    Cevap Yaz
  • Ahmet Tahsin Çınar
    Ahmet Tahsin Çınar


    Bir şiire yorum yazmazdan önce onu bir konuk gibi karşıma oturtuyorum. Önce şiirin tadını iyice alabilmek için defalarca okuyorum. Sonra parçalara ayırıyorum. Her bir parçanın tadına ayrıca bakıyorum. Sevgili İrfan Sarı’nın “Ağla”sı da daha parçalanmamış haliyle karşımda duruyor.
    Şiir parçalanmamak için direniyor. Bir de tersinden okuyorum. Yani en alttan en son cümleden başlayarak. Dağılmıyor, hatta daha değişik bir yumak oluşturuyor ağlanın içinde gizlenmiş olan anlam.

    Şiirin çekirdeğinde, susarsan ağlamaya mahkumsun diye bir ses yankılanıyor. Kabuğunu; “ama ağlamak
    bir fişeğin kovandan ayrılma anıdır. “ cümlesi ile zorluyor. Bu söz şiiri, gebe bir kadının karnındaki çocuk gibi tekmeliyor.

    İrfan Sarı’nın şiirlerini yorumlamak zordur: Karlı dağlardan aşağıya doğru inerken, birden bir laleye denk gelirsiniz ve lale sizinle konuşur. Bir dereyi geçersiniz bu arada, cebinize buzlardan hüzünler dolar ama üşümezsiniz. Çünkü o da sizinle birlikte ırmağın içindedir.

    “ve ağla,
    göz yaşlarını ben toplarım.
    çektiğimiz kahır kadar ağır değil gözyaşların,
    elbette çiçek dermek gibi de.”


    “ağla,
    gözyaşlarını ben toplarım.
    kırmızı, kırkı çıkmamış bu sevdanın,
    kaşınmış yarasının yanında deşilmiş düşler. “


    Direnişi, direnişin gerekliliğini, direnirken yaşanacakların çiçek toplama olmadığını ve bununda bir bedel olduğunu anlatırken, asla umutsuzluğa yer vermez;

    “bu çağda umutta varmış
    bir çekirdeğin saklı yerinde
    öyleyse
    ağla…

    ağla ki;
    kalbimin atlası, tufanlar görsün
    dünden, bugünden, yarına
    örük örük
    masal sonra… “



    çekirdeğin saklı yerinde mutlaka umut vardır ve buna ulaşmanın yolu çetindir. Bunu göze almalısın der .

    Örük sözcüğüne İrfan Sarı’nın birçok şiirinde rastlamaktayız. Bu kelime haznesi eksikliğinden sürekli tekrarlanan bir sözcük değil. Sözcüğün pek çok duruma göre pek çok anlam almasından, bence iyi keşfedilmiş. Kız örüğü dendiği zaman, iki belikten kırk belige kadar, kadın örüğünden kız örüğünün farkına; dert örüğü dendiğinde; kan davasından, geçim derdine, çiçek örüğü dendiği zaman; pencere, balkon , bahçe, baharda bezeli dereler ve dağda laleler çağrışım yapar. Umudun örüğü başkadır, gecenin örüğü başka; umudun örüğü ışıl ışıl gündoğumundan, gecenin örüğü puşt zulalarından çağrışım yapar. Sevgili ile buluşulacaksa o gecenin örüğü, heyecan, ürperti ve sevgi bezelidir.

    Bu şiirde ise; hiç ara verilmeden devam etmesi gereken bir özgürlük mücadelesinin sürecini anlatıyor örü körük. Hem süreci hem de; umud içindeki insanların sayısı belirtilmiş örük sözcüğünde. Anladığım kadarıyla, örük örük bir insan kitlesiyle örük örük bir mücadele.

    Kutlarım İrfan dost, alkışların örüğünde, şiirlerin de örüklenerek akacaktır. Derin dostluk ve sevgimle.



    Cevap Yaz
  • Rahmi Hakim Gürbüz
    Rahmi Hakim Gürbüz

    Duygularınızı kuvetli imgelerle'de çok güzel olmuş, tebrikler.

    Cevap Yaz
  • Abdülkadir Kalay
    Abdülkadir Kalay

    ama ağlamak
    bir fişeğin kovandan ayrılma anıdır
    tebrikler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

İrfan Sari 2