Hayallerimizde renkli duran bir dünyamız vardır. En sıkıntılı zamanlarda onu düşleriz. Sevgiler ürkütünce bizi, ve biz ürkütünce sevgilerimizi, kaçar birden kaybederiz onu, tek tek renklerinin solduğunu görürüz onun o zaman.
O zaman, vazgeçeriz çocuk olmaktan. Uçurtmalar, oyuncaklar, yıldızlar ve çiçekler… anlamını yitirir, büyürüz. Büyüdüğümüz dünyamızda:
“Dünya sevgilinin yüzündeydi ama birden boşalıverdi Kavranmaz artık dünya, dışardan, şimdi.” Deriz, Rilke gibi.
Böyle zamanlarda geceler, yıldızlar, günler birbirine benzer. Ağaçlar kuşlar aynıdır. Şarkılar aynı şeyi söyler. Güneşi Ayı fark etmeyiz, 'Neşe…' '-Ne tuhaf şey? ' Deriz.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla