Dertliyim desem,
Gamlıyım desem,
Hüzünlüyüm desem
İnanmayın,
İnanmayın…
Dert benli, gam benlidir,
hüzün benlidir çünkü.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yasdayım desem,
O da yalan,
Yas bendedir çünkü,
Gözlerimde, kanımda, canımdadır,
Her hücremdedir çünkü.
Ben ağıt yakamadım,
Ağıtlar yaktı beni,
Yaktı beni ağıtlar.
Savurun külümü göklere,
Beni bekleyen var…
Xalide Efendiyeva
Hayatta her şey insanlar için.Dizelerinizde hüzün ve sitem ders verir nitelikte.Belli ki sizi çok üzmüşler.Şiirin ana temesı güzel.. finali oldukça güzeldi.Kaleminiz daim olsun.Kutluyorum sizi...
Ahmet Mansuroğlu
Oy oy oy. Bu nasıl bir teşbih ustalığıdır. Tebrikler +10
Ağıt yakılması gerektiren bir acının 'farklı,özden, içli' anlatımı... Öyle ki, 'hüznün, gözyaşının, acının, gamın benliğin bir parçası' olduğunun ifadesi...
Bünye kabullenmiş, yaşamının bir parçası yapmış ağıtları... Derinlere, 'köke' inmiş, yılları almış, 'gamlı-hüzünlü-acılı' bir yaşamın doğal sonucu diyor şaire...
Ve buradan hareketle 'dertler, hüzünler, gamlar benlidir... Onlar benim... Gözyaşı dökmedim, çünkü gözyaşı benim... O gözyaşı beni döktü yollara, dağlara, denizlere... Acılı değilim, ben acılarla zaten doluyum.. Yaslı değilim, yas benimledir... Gözümdedir, kanımda, canımdadır... Benim hücrelerime kadar işlemiştir yas...' Diyor...Finale doğru 'ben ağıt yakmadım, ağıtlar beni yaktı' ifadesiyle duygularında doruğa ulaşıyor, 'Savurun külümü göklere/Beni bekleyen var...' dizeleriyle çekilen bunca kahrın 'bekleyen' için olduğunu belirterek şiirini sonlandırıyor...
Serbest şiirin 'etkili, vurgulu, hisleri serbestçe ifade edebilme özelliğinin' manidar bir örneği.... Belli ki yoğun yaşanan 'acılı bir dönemin' yansıması...
'Şiir gibi şiir' okudum Halide Hanım... Hislerinize zaten ortağım, şiirle bir kez daha aynı duyguları yaşadım...
Böyle bir şiire elbette en yüksek not verilir... Ve yaşananların hatırası diye 'özel listeye' alınır...
'Ağıtların sizi yakmayacağı' günlerin gelmesini diliyor, saygılarımı, sevgilerimi, muhabbetimi sunuyorum...
Kutlarım anlamlı şiirin şairini,, kaleminize yüreğinize sağlık
Haklısın dost.
Ben ağıt yakamadım
Ağıtlar yaktı beni…
Demekte haklısın.
Bir ömür tüketildi, adına ne denirse denilsin; huzurlu-çileli, mutlu- fireli…
Ama koskoca bir ömür...
Belki çok güzel, çok âlâ; belki biraz belalı…
İşte koca bir ömür…
Gönül huzuruyla ağırlanan, gönül huzuruyla gönderilen, “Allah yerine yakıştırsın, mekânı CENNET olsun” huzuruyla son menziline gönderilen fakat ne şekilde olursa olsun, bir hayata veda ediş kolay değil.
Dertmiş, gammış, hüzünmüş… gözyaşıymış, acıymış…
Yalan, hepsi yalan…
Ne hasta, ne yastayım…
İnanmayın… Yalan, hepsi yalan…
Çünkü ben, dertmişim, kedermişim; acı benmişim, gözyaşı ben.
Onlar benmişim meğer ben onlarmışım.
Ağıt da benmişim, ben ağıtmışım.
Benim yakamadığım ağıtlar gibi yakın beni…
Yakın beni, gözyaşlarımla yıkayın beni…
İster küllerimi savurun, ister atın beni…
Gönderin bana beni…
Göklerde bekleyenim var…
* Çok güzel dizeler. Çok içten. Akmış… akmış… akmış…
Bir ruh gibi, bir ırmak gibi, bir rüzgâr gibi…
Ağlamamış, üzülmemiş, yaslanmamış, yaş dökmemiş… Sanki keyfince akmış.
*Takdir ve tebriklerim gönlü güzel Halide Hanıma.
Allah sabır ve metanet versin.
Tam puan ve ANTOLOJİ listemdesiniz.
Dostça ve sağlıcakla kalın.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Ağıtlar yaktı beni,
Yaktı beni ağıtlar.
Savurun külümü göklere,
Beni bekleyen var…
ANLAMLI,MANİDAR BİR O KADAR DA HÜZÜN YÜKLÜ BİR ŞİİR .FİNAL MUHTEŞEM,VURUCU.
KUTLUYORUM HALİDE HANIM.10 PUAN+ANT.
hüzünler şiirinize yakışmışlar, yüreğinizden uzak kalsaınlar.
emeginize saglik.
saygıyla.
Zincirleri çözülmüş kalemin,yürek coşmuş çağlamış.
Dil de pervasız,gönül de.
Şiirin içine koyduğun acılar tat vermiş şiire.
Derinliğine ölçü konulamaz,anlamına anlam verilemeyecek kadar zengin.
Kutluyorum Halide...
Çok güzel acıyı hüznü anlatan bir şiir eline sağlık arkadaşım
Ben ağıt yakamadım,
Ağıtlar yaktı beni,
Yaktı beni ağıtlar.
Savurun külümü göklere,
Beni bekleyen var…
Harika yazmışsın duygularını mısralara dökmüşsün
Şiir budur..Yüreğinizin yangınlarına hayranlıkla şu şiiri paylaşmak istedim efendim... saygılarımla...
N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm
Derd-ü gamınla doldu bu gönlüm
Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm
Bayramım imdi bayramım imdi
Bayram ederler yar ile şimdi
Hamd-ü senalar hamd-ü senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm
Hacı Bayram Veli
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta