Ağıt Yazdım İstanbul'a...

Çok güzeldin,şimdi çirkin ettiler,
Varmıydı cihanda eşin İstanbul.
Sevenlerin birer birer gittiler.
Zordur bundan sonra işin İstanbul...

Uzaktan sevenler yakından görün
Bumudur tarihin, bu mu kaderin
Parsel,parsel artık en ücra yerin
Kurtulmaz beladan başın istanbul...

Sarnıçları,mezarları yıktılar.
Her tarafa gökdelenler çaktılar.
Boğazını sıkıp köprü taktılar
Yaralı gerdanın, döşün İstanbul...

Hadislere nail,şehirler hası,
Yazılı tarihtir onun tapusu,
Hem kavimler,hem muhabbet kapısı
Acep kaça erdi yaşın İstanbul...

Bilmeyen bilene hakaret etti
Aydınlar göçünü toplayıp gitti
Bakkallar kapandı,esnaflık bitti
Market,pazar her şey peşin İstanbul...

Avrupa bir yanın,asya bir yanın.
Tarih kokar sayfa sayfa destanın
Ne bağın var artık, ne de bostanın
Uçmuş aşiyandan kuşun İstanbul...

Bir aile beş çoçuk sokağa saldı.
Eğitim görmedi hep cahil kaldı.
Nüfusun çoğaldı,helâl azaldı
Haramdır sofranda aşın İstanbul...

Doğaya düşmanlık kanayan yara
Balıklara hasret artık Marmara
Şimdi namussuzluk ediyor para..
Altınken toprağın taşın İstanbul...

Şairler,aydınlar ah ile zarda,
Yağmur yağsa sel basıyor baharda
Trafik tıkalı üç santim karda
Çile oldu yazın, kışın İstanbul...

Beton dolu boğaz,her iki yanı
Eski hali resimlerde bir anı
Hoş eylermiş seyreyleyen insanı
Sürmeliymiş gözün,kaşın İstanbul...

Aşık Mahmut Çelikgün'de göçerse,
Ayrılığın badesini içerse,
Gönül senden ayrı diyar seçerse,
Bakma bana haşin haşin İstanbul....