Yalnız başıma, ıssız yerlerde 
ağlamak istiyorum ırmaklarca, 
söndürülmek istiyorum, uyumak istiyorum, 
uyumak senin hayli yaşlı mineralsi gecen gibi. 
Neden düştü parıldayan anahtarlar 
haydut ellerine? Ayağa kalk, 
Ocllo, ana tanrıça, bırak dinlensin gizliliğin 
bu gecenin sonsuz yorgunluğunda 
ve akıt öğüdünü damarlarıma. 
Henüz dilemiyorum senden Yupanquierne'nin güneşini. 
Uykuda konuşuyorum seninle, ülkeden ülkeye 
bağırarak, Peru'lu anne, 
sıradağların kasığı. 
Nasıl sızdı hançer yığınları 
senin kumul ülkenin içine? 
Ellerinde kımıltısızca 
duyumsuyorum metallerin yayılışını 
yeraltı damarlarınca. 
Senin köklerinden yaratıldım, 
ne ki anlayamıyorum, toprak 
sunmuyor bana hikmetini, 
gördüğüm geceden başka bir şey değil 
yıldız aydınlığı gök bölgeleri altında. 
Hangi anlamsız yılan düşü 
sürükledi kendini kan kızılı o çizgiye? 
Acının gözleri, kasvetli gelişme. 
Nasıl geldin acaba bu kızgın rüzgâra, 
neden, gazabın kayaları arasında 
kaldırmadı havaya Capac 
parıldayan balçıktan tiara'sını? 
Bırak dayanayım acıya bayraklarının altında 
ve gömeyim kendimi 
bir daha parıldamayacak ölü kök gibi. 
Katı gecenin altında, katı gecede 
yeryüzüne inmek istiyorum 
altın'ın ağzına erişmeye. 
Yaymak istiyorum kendimi bu gecesel granitte.
Oraya umutsuz yazgımla erişmek istiyorum.
Pablo Neruda
('Los conquistadores'den - 'Canto General' 
Çeviren: İsmail Aksoy)
Kayıt Tarihi : 2.11.2005 22:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 


Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!