Ve sen eyyy!
Kıyıya vurmuş yaralı bir sandal,
Fırtınada batmaktan kurtulmuş,
Seksenin de başı dik bir ozan
Yüzyıllar boyu çektiği acılara inat,
Kaynağına geri mi dönüyor dereler
Meryem Ana gibi acıyla susmak ,
Günah defterine mi yazılacak
Mavi saçlı yosun gözlü deniz,
Aşk bir yalnızlıksa yıkılmalı duvarlar,
Aşılmalı setler, barikatlar, zindanlar,
O zaman işte o zaman görülecek,
Şiirlerin uykusuz gecelerde yazıldığı,
Güllerle karanfillerin gece çiçek açtığı,
Güneş ısıtır, rüzgarlar kah serin kah üşütür,
Duygular genç bir kısrak gibi şahlanır,
Köpük, köpük dalgalar kumsallarla öpüşür
En eski yalnızlığımız kaç yaşında biliyor muyuz?
Geçmişi unutmamalı taze tutmalı hatırlatmalıyız
Bozuk bir ritimle davullar çalıyor kulaklarımda,
Öfkeli rüzgar katmış önüne sandalyeleri,
Masaları ve daha neleri sürüklüyor nereye?
Küllenmiş yılların ateşini yeniden canlandırıyor
Beyaz bir yelkenli geliyor enginden kıyı sulara,
Turunç ağaçlarının kokularını taşıyor rüzgar,
Deniz kırlangıçlarının çığlıklarına nota S basıyor.
Mavi atlastan bir bohçaya sardım düşleri,
İpekten bir kumaşla örttüm şiirleri
Neden şiir yazdığımı kimseler bilmiyor.
Seni izleyen biri var her an
Kim ki o?
Ben!
Dinmez ER / Şiirleri / Çeşme / 2020. 07. 15 /
Dinmez Er
Kayıt Tarihi : 16.7.2020 11:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!