bir dilin darına çektiler beni
lal oldu içim dışıma
dışım içime
bakışların kırbacında yenildim
kirpas içindeki dünyaya
vurdular beni anarahmindeki kalp atışımdan
babamın semaya çakılı gözlerine yağmurdum!
annemin elleriyle kefen biçtiler bana
beyazdan gelinliği!
iğne iğne işlenen gül çeyizim taştı
sandık içinde kalakaldım
dar aldım, astım kendimi suskunun çehresine
aşkla,
inanmak adına ne varsa
biriken içimde
yitirdim...
korktuğum herşey acıya sunak
kurban verdim kendimi bir ömür
varolmakla yokolamak arasında
o en ince çizgide
ağırlığımca salınırken
ipini çektiler geleceğimin
menekşeler büyütüyordum düşlerimde
kıpkırmızı bir bıçak
açana dek gözkapaklarımı!
dipsizliğinde salınırken matemin
Yusuf´suz, Züleyha gibi
dokundular düş otağıma
kanadım...
siz dokunmayın n´olur!
Yakub`un gözlerine sürülen nur aşkına
acırım
vebalim ağır...
göçlerin narı biriken bakışlarıma
sarındım kırk kat yalnızlığıma
kırklandı nefsim!
Züleyha´nın derinliğinde
kuyu kuyu Yusuf´tu aradığım
en dibindeyken karanlığımın
uzanacaksa şafağın eli
yansın
sığındığım cümle yaralarım!
dokunmak aşktır!
dokunun insanlığıma,
dokuyun!
kırılıp yenilenecekse kabuklarım, dokunun!
sude nur haylazca
Sude Nur Haylazca 2Kayıt Tarihi : 2.1.2020 20:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!