Deruni bir sessizliğin çığlığı düğümleniyor boğazıma.
Sana sonu kırık cümleler biriktiriyorum avuçlarımda.
Gözyaşlarımdan kaleler yapıyorum
Kimsesiz çocuklar misali...
Kim bilir kaç kez gömdüm gözlerine cesedimi.
Kim bilir kaç kez boğdum Kızıldenizde kendimi.
Oysa ki mucizeler büyütecektim bize,
Bakışlarından devşirecektim her mutluluğu...
Artık her ayrılık cümlesinin öznesiyim,
Bütün hasretlerimin faili...
Hem maktul hem de sanık oluyorum
Kendi cinayetime.
Yani biraz masum biraz da suçlu...
Kendimce ağıtlar dillendirme acemiliğindendir
Dilimin dolanması.
İnceldiği yerden kopuyor cümlelerim.
Lanetli öpücükler eşliğinde
Bir ayrılık senfonisi kulaklarımızda uğuldayan.
Mundar edilmiş bir yüreğin gözyaşları avuçlarıma dolan.
Zemzemle yıkansa da bedenim musallada
Arınamayacak çamuruna bulaşan ihanetten.
Borç edilmiş bir ömrün veresiyesi bu acılar, bu ihanetler...
Artık susma zamanıdır bir ömrün arafında.
Söküp atma zamanıdır bütün zehirli cümleleri dilimden.
Çekip gitme vaktidir artık senden, kendimden....
Kayıt Tarihi : 28.8.2009 22:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
güzel...
saygılar...
TÜM YORUMLAR (1)