Ağıt Şiiri - Yorumlar

Ali İhsan Aktaş
104

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

vurulmuş güvercinler geçiyor şıvgınlardan
can taşıyor yaşamın töz ateşine.



nice badirelerin merhalesinde yuğurdum
binlerce yıl sonra adımın insan yanını.

Tamamını Oku
  • Yusuf Karabağ
    Yusuf Karabağ 07.05.2007 - 20:34

    Şiiriniz gayet güzel gün yüzü görmemiş cümleleri yoğurup şiire yakışır bir tatla sunan yüreyinizde umutlarınız daim olsun hocam

    Cevap Yaz
  • Şadi Ünal
    Şadi Ünal 07.05.2007 - 00:17

    Vurulduk ey halkım, Unutma Bizi
    Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
    Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
    Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
    bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
    kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
    yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
    Ecelsiz öldürüldük
    Dövüldük, vurulduk, asıldık...
    Vurulduk ey halkım, unutma bizi
    Yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
    İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
    İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
    Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
    Yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu.
    Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
    Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
    Bizleri yok etmek istediler hep.

    Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
    Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
    Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.
    Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
    Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
    taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi.
    Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
    Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi.
    Ölümcül hastaydık.
    Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
    Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin
    ütüsü bozulmamıştı daha.
    Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
    Vicdan sustu.
    Hukuk sustu.
    İnsanlık sustu.
    Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

    Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
    Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
    Hastaydık.
    Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
    Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
    Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik
    önlerine.
    Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

    Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

    Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
    Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
    Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
    İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
    Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
    Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
    Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize.
    Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
    Mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,
    başlarımızı ezmek
    kanlarımızı emmek istediler.
    Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
    Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi.
    Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
    Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
    Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
    bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
    Bir kez dinlemediler bizi.
    Bir kez anlamak istemediler.

    Vurulduk ey halkım, unutma bizi.

    Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
    Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
    Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
    Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
    Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç.
    Mezar toprağı gibi taptaze,
    mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

    Asıldık ey halkım, unutma bizi.

    Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
    ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
    Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

    ÖFKELERİNİ BİR GÜN BİLE KARŞISINDAKİLERE
    BAĞIRMAMIŞ İNSANLARIN GÖZLERİ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜK.

    Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
    Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
    Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
    Bir gün mezarlarımızda güller açacak
    ey halkım, unutma bizi.
    Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
    ey halkim unutma bizi.
    Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
    simdi hep birlikteyiz

    ey halkım, unutma bizi.

    UĞUR MUMCU

    Cevap Yaz
  • Özay Sağlam
    Özay Sağlam 06.05.2007 - 19:09


    ' 358 HIDRELLEZ ÜÇ FİDAN ALTI MAYIS 2 Hıdrellezdi altı mayıs bana Çocukken Ve aynı zamanda sana Büyüdük sonra çabucak büyümez olaydık Güya adam olduk Olmaz olaydık Ve “darağacında üç fidan” oldu Altı mayıs Hem bana Hem de sana kırıldık ard arda Unuttuk hıdrellezi Ve ateşler yakmayı hıdrellez aşkına zılgıt çekip Ve üzerinden atlamayı ateşin Daldık kedere gama Dalmaz olaydık Hıdrellez kalaydı yine sadece altı mayıs Çocukluğumuzdaki gibi Hem bana Hem de sana Olmayaydı “darağacında üç fidan” Ve böyle bir altı mayıs fidanları kıran Büyümez olaydık Güya adam olmayaydık Hıdrellez kalaydı yine altı mayıs bir mayıslardan kalma Hem bana Hem de sana Kıyan eller kırılaydı da kıyamayaydı altı mayısta üç fidana. Türkçesi: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın anısına… Emperyalistler ve uşaklarının inadına… özay sağlam saygılar'

    Cevap Yaz
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban 06.05.2007 - 16:21

    Harika bir çalışma dostum. Şiir bildirim mesajında ifade ettiğin gibi,

    'bu ağıt,insanlık tarihinde haksız yere canlarını yitiren tüm insanlar için olsun.... '

    Evet bende bu vesile ile, uzak tarihimizde siyasi ve ideolojik nedenler bütün darağacı kuranları kınıyorum.

    Yakın tarihimizde ise,

    İstiklal mahkemelerinde kurulan darağaçlarında asılanları düşüncesi ne olursa olsun anıyor, asanları kınıyorum..

    1960 ihtilalinde asılanları anıyor ve asanları kınıyorum

    1971 muhtırası ile, darağacı kuranları kınıyor ve asılanları anıyorum.

    1980 ihtilali ile, haksız yere yargılananları, suçlananları ve cezalandırılanları anıyorum.

    Bundan böyle, insanların düşünceleri nedeniyle, insanlar üzerine eğemenlik kuranları, darağaçları kuranları, asanları kınıyor, asılanların yanında olacağımı ifade ediyorum.

    Hiç bir insanın düşüncelerinden dolayı suçlanmasına, yargılanması, asılmasına taraf olmadığımı ifade ediyorum.

    Bu konudaki sadece bir tarafın asılanlarını ananları, diğerlerini unutanları, kendi yandaşlarını asanlara kınamalar gönderenleri, ama karşıt anlayıştakileri asanları alkışlayanları kınıyorum.

    Rabbimin buyurduğu gibi, 'Bir insanı haksız yere öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir' ölçüsünden giderek, siyasi görüşleri nedeniyle yaptıkları itirazlar için, haklarında daracağı kurularak asılanların yanında olduğumu, asanları kınadığımı ifade ediyorum.

    Cevap Yaz
  • Türkan Ay Dinçer
    Türkan Ay Dinçer 06.05.2007 - 13:06

    gözyaşı biriktiriyorum gözümün çeperinde
    Mansur'un yırtık derisinden doğuyorum.
    aymaz yaşamlar topluyorum
    siriusun parlak ışığından yansıyan.
    eskiyor yüzüm birkaçbin yıl.

    susuyor güneşin mülteci gerillası
    şimdi /ışığın tesettür zamanı./

    Yürek acımızı bir kez daha seslendirmiş yüreğiniz ve kaleminiz. Ağıtlarımız yürek çığlıklarımızdır. Onlarla duyururuz seimizi ve içimizdeki yangını, onlarla anlatırız özlemlerimizi ve isyanlarımızı.

    Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. 35 yıl önce dar ağacında salalndırılan 3 karanfilin anısına saygı ile eğiliyorum.

    Cevap Yaz
  • Seher Edis
    Seher Edis 06.05.2007 - 13:03

    Sam amcanın yelini gönüllü olarak fırtınaya çevirdi mürteciler,ülkenin geleceğini 'tesettür'e sokarken...şimdiyse şıvgınları da fidanları da gözünü kırpmadan telef eden zihniyetin muhteşem dönüşüne alet oluyoruz meydanlarda...
    milliyetçiliğin şahlanışına tanıklığımızı alkışlarımızla perçinliyoruz...balık hafızamız görev başında ; DENİZLERİN KEMİKLERİ SIZIM SIZIM SIZLAMAKTA !!!

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Sığırtmaç
    Hüseyin Sığırtmaç 06.05.2007 - 12:04

    Kutlarım kaleminizi ve de yüreğinizi. Dilerim bu ağıtlar yaşanmaz bir daha. Selam ve saygılar.

    Cevap Yaz
  • Orhan Çapan
    Orhan Çapan 06.05.2007 - 11:58

    İnsanlık tarihinde haksız yere ve hunharca öldürülen insanları sevgiyle anarken, Vatan'nını severek,onun bağımsızlığını isterken idam sehpalarında, bunlar vatan hainidir diyerek can alanları lanetliyorum...Sevgili Deniz'lerin ölüm yıl dönümündeki bu anlamlı şiirinizi kutluyorum...Saygılarımla...
    Orhan ÇAPAN

    Cevap Yaz
  • Cebbar Korkmaz
    Cebbar Korkmaz 06.05.2007 - 11:28

    Anlamlı son derece etkileyici bir şiir mükemmel bir konpozisyon çok başarılı bir işleyiş kutlarım saygılarımla

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta