Varoluşun yükünü dayanılmaz hale getiriyoruz,
Hafifleştirmek mümkünken,
Aklımızı ve güzelliğimizi içimizden çekiyor,
Hoyratlaşıyoruz ağırlaştıra, ağırlaştıra
Mücadeleyi çatışmaya dönüştürdüğümüzde,
Varoluşumuzu bizi beslemekten çıkarıyor,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
İnsanın sarıldığı dal kuru olmasın, kırılır!..
İnsanın güvendiği dağ karlı olmasın, geçilmez!...
İnsanın güvendiği yol uzak olmasın, varılmaz!...
Bir kurgu gibi basalım bağrımıza yaşama sevgisini ve bir yapışkan gibi yapışalım yaşama dört elle. Dayanmak gerekir fırtınalara, kar tipi boran...
Yaşamak onurlu bir kavgadır, özünde asalet olan. Gün olur, bir kurt düşer insanın içine kemirir ağır ağır ve bir bakar kör vardır, üstelik olanları duymaz görmez, kulakları da sağır. İnsanarı taparcasına tanrılaştırır kısr beyinler; bir akıl vardır rüzgarlarla yarışan, bir yetersizlik vardır sümüklü böcekler gibi sürünen... Duvarda sümüklü böcek. Ağır ağır gidip arkasında çizgi çizecek... Ağa babası gelecek, tutup sümüklü böceği öpecek, sevecek !.. Sümüklü böcekler kul olur kaplumbağaya; kaplumbağa çalılıklara girer, sümüklü böcek nasıl gidercek aya?.. Ağır ağır... İnsan kör, insan sağır... ++
Kendi içinde kendi çelişkilerine küskün...Toplum içinde toplumun çelişkilerine küskün...Yaşamın içinde yaşama küskün bir görünüme bürünüyor bazen ömürler...Çıkmazları büyütüp çıkış noktalarını kendi örten bir garip labirente dönüyor...Algıyı algılamakta zorlanan zamanları büyütüyor içinde bu sarmal...diye düşüncelere sürükleyen şiiriniz için bir şiir sever olarak teşekkür ediyor,saygılar sunuyorum...
Kendi isteğimizle olmasa bile yaşam kaldıramayacağımız kadar ağırlıkları sırtımıza, yüreğimize yüklemekten çekinmiyor...
Farklı bir bakış., güzel bir şiirsel anlatım....
Kaleminize sağlık sayın Önder Karaçay...
önder bey,
o kadar sorunların olduğu bir toplumda yaşıyoruz...her gün katlanarakta büyüp içinden çıkılmaz duruma dönüşüyor....durum böyle olunca da bu ağır sorunlar karşısında eziliyoruz....çözüm olamama ezikliğini yaşıyoruz hep birlikte....bir gün sorunları yaratanlar sorunların altında onların ezileceğine inanıyorum....emeğinize sağlık...güzel bir çalışma olmuş...nicelerine....
selam saygı şiire ve şairinedir..
Mücadeleyi çatışmaya dönüştürdüğümüzde,
Varoluşumuzu bizi beslemekten çıkarıyor,
Neyi beslediğimizi bilmeden,
Kararlı bir özgüvene hasret kalıyoruz ağırlaştıra, ağırlaştıra!
------Önder bey kularım beğeniyle okudum , kaleminiz daim olsun .
10 puan verdim kardeşim
Bedenimizin elbisesi ruhumuzla birlikte,
Geç kalıp, genelde yanlış karardayız,
Başlansa da yaşananların kırıklıklarıyla başka bir yolculuğa,
Varoluşun yükünü dayanılmaz halde taşıyoruz ağırlaştıra, ağırlaştıra!
/ Şiiri ve Şairini yürekten kutluyorum.Aslında yüzeysel bir yorum yazmak istemiyorum.Gerçekten sıkılmadan okudum.Yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun.Kolay gelsin.
Varoluşun yükünü dayanılmaz hale getiriyoruz,
Hafifleştirmek mümkünken,
Aklımızı ve güzelliğimizi içimizden çekiyor,
Hoyratlaşıyoruz ağırlaştıra, ağırlaştıra!
Ve sonra, var oluşun dayanılmaz hafifliğini yaşayamıyoruz doyasıya. Kutluyorum şiiri ve sizi Önder bey. Nicelerine...
Kaldıramayacağımız kadar ağırlıklar deniyoruz,
Birbirini çeken ve iten mıknatıslar halinde,
Yenilgiyi kabullenemeyen kendi savaşının taraftarı gibi,
İnatla ve mağrurca geriliyoruz ağırlaştıra, ağırlaştıra!
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta