Ağlıyordu geçmiş, gün geçtikçe imkansızlıklara yol alıyordu sükunetim.
Biriktirilen boşlukların vasıfları vardı artık, üzerinize çamur gibi yağıyordu. Kuyuların üzerimize boşalttığı piçlerin soluklarını işitebilecek kadar uzaktım hayata. Unutuyordum sen olan ne varsa, taktığım onlarca kadın boşalırcasına seni bana getiriyordu. Kimlere baksam bir ağız birer burun sen gibi oluşumlar gecelere davetiye çıkarıyorlardı.
Herbirinin ayaklarına kapanıyordum, sırf sen olasın. Birçok kez aşağılanıp yediğim küfürler biraz daha güçlü kılıyordu ne varsa.. Bunca güç arasında azalıyordum, kimsenin anlamaya bile tenezzül edemediği ağrılı sancılı sana gebe kaldığım günleri. Gecelerimi kapatmışlığımda oluyordu, sırf düşüncelerimiz rahat etsin, geceye özel ayak topukları ıslanmasın diye. Bağırışmalarım oluyor duvarlarla, esir düştüğüm karanlık gecelerim belki aydınlığa kavuşması için çabaladığım gündüzlerim var. Benim dünyam güzel, diyorum ya sana. Benim dünyam güzel, kafası öyle güzel ki karanlık görüyor gözlerim artık.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta